Şimdiye kadar gurur duymayacağım işler de yaptım. | Open Subtitles | لقد رأيت و فعلت أشياء لا أفخر بها |
Şimdiye kadar gurur duymayacağım işler de yaptım. | Open Subtitles | لقد رأيت و فعلت أشياء لا أفخر بها |
diye düşündüm. ve yaptım, ters uçuşu öğrendim ve akrobatik uçuş eğitmeni oldum. | TED | و فعلت ، تعلمت كيف أطير رأسا على عقب و أصبحت مدربة طيران بهلواني. |
Hayatını zorlaştıran bazı şeyler söyledim ve yaptım. | Open Subtitles | لقد قلت و فعلت أشياء جعلت حياتك صعبة |
Kendime odaklanmalı ve bulmam gerektiğini söyledim ve buldum. | Open Subtitles | أخبرت نفسي بأن أركز و أبحث عنه و فعلت ذلك |
Kahvaltıda ne var? Ne istersem ona odaklanmamı söylemiştin, öyle yaptım. | Open Subtitles | إذاً أخبرتني أن أركز على ما أردته, و فعلت. |
Bana o kadar cesaret vermiştin ben de yaptım. | Open Subtitles | أعطتني الثقة لكي افعلها و فعلت |
Bir çok şey söyledim ve yaptım, seni incittim biliyorum ama söz veriyorum. | Open Subtitles | أعرف أنني قلت و فعلت أشياء |
ve yaptım. Her hafta tekrar gittim ve haftalar geçtikçe, iyileşme göstermiyordu. Aynı şey her hafta oluyordu. (Gülüşmeler) Atlatamıyordum. | TED | و فعلت. عدت كل أسبوع، و بالطبع، أسبوع بعد أسبوع، لم يتحسن الأمر بتاتاً. لقد تكرر الأمر كل أسبوع. (ضحك) لم أستطع التخلص منه. |
Eğer ben... ve... yaptım da. | Open Subtitles | ... إذا أولا و... فعلت. |
- Onu bulacağımı söylemiştim ve buldum. | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ انني سأعثر عليها و فعلت |
Önce onun onaylamasını istedim. O yüzden öyle yaptım. | Open Subtitles | و فعلت ذلك لأني اردت ان تقول سونج اى انه لا بأس بذلك أولا |
Ben de öyle yaptım. | Open Subtitles | ...اعطيه لها .. و فعلت ذلك |