"و قالت" - Traduction Arabe en Turc

    • ve dedi ki
        
    • ve "
        
    • demiş
        
    • " dedi
        
    • söylemiş
        
    • O da dedi ki
        
    • olduğunu söyledi
        
    ve Aicha başladı ve dedi ki "Oğlum suçlu mu değil mi bilmiyorum ama ailelerinize olanlar ile ilgili ne kadar üzgün olduğumu söylemek istiyorum. TED و بدأت عائشة و قالت "انا لا اعلم ما اذا كان ابني مذنب ام بريء لكن اريد ان اخبركم عن مدى اسفي لما حدث لعائلاتكم
    Biraz yürüdük, sonra Lady Gregory bana döndü ve dedi ki... Open Subtitles بعدها كنا نتجول في الجوار و السيدة غريغوري إلتفتت إلي و قالت
    İlk rahibe içeri girmiş ve "işlediğim günahlar için beni affedin, Peder" demiş. Open Subtitles و دخلت الأولى و قالت سامحنى يا أبتاه بسبب خطيئتى
    Çünkü bu sabah bir kadın Crawford polisine gidip 30 yıl önce Crawford'da aynı dün geceki gibi zincirli bir çocuğu hatırladığını söylemiş. Open Subtitles لأن هناك امرأة دخلت الى قسم شرطة كراوفورد هذا الصباح و قالت انها تتذكر صبيا مقيدا بسلاسل في كراوفورد قبل 30 عاما
    Hava alanındayım ve Flicka'ya rastladım. O da dedi ki... Open Subtitles كنت في المطار، حسناً و قابلت (فليكا) و قالت...
    Telefon edip, babasının senin arkadaşın olduğunu söyledi. Sesi hoş birine benziyordu. Open Subtitles لقد إتصلت و قالت أن أبوها كان صديقك صوتها كان رقيق كالأطفال
    Sonra o moronu içeri aldı ve dedi ki: "Ne olursa olsun o benim kocam ve sen onun oğlusun." Open Subtitles و ثم أعادت ذلك المغفَّل إلى المنزل و قالت لي أنه مهما حدث فإنه يظل زوجها و أنا ابنه
    Ve hikayemi teslim ettim, editörüm beni aradı ve dedi ki, "Bunu gerçekten yayınlayamayız." TED و سلمت قصتي، فاتصلت بي محررتي و قالت: "نحن حقاً لا نستطيع نشر هذا."
    Okudu, sonra döndü ve dedi ki, "Tamam, beslenmemi değiştirdim" ve değiştirdi. Open Subtitles بأن نمط الغذاء يستطيع أن يَعْكِس سرطان الثدي." و قامت بقرائته، و من ثم خرجت و قالت:
    Ve bir ara, onun masasında oturup ne yaptığını gören kızlardan biri ona eğildi ve dedi ki, "Berbat görünüyor. Bunun hiçbir şeyi ata benzemiyor." Brian'ın omuzları düştü. TED و في لحظة ما، قامت إحدى الفتيات الجالسات حول طاولته عندما رأت ما كان يفعله و انحنت تجاهه و قالت له "هذا فظيع. هذا لا يشبه حصاناً بأي حالٍ من الأحوال" وارتخى كتفا برايان.
    Bayan Alisch, kuyruğun önüne geçti ve dedi ki, "Ona okumayı ben öğrettim." (Gülüşmeler) Sonra, hayatımı değiştiren bir şey oldu. TED السيدة أليش قطعت مقدمة الصف و قالت "علمته كيفية القراءة." (ضحك) عندها شيء ما حدث غير حياتي
    Yani, annenle ilgili şu hikaye var iddialara göre sen dört yaşındayken seni bir tarlada bırakmış ve ''Tamam, eve yürü'' demiş. TED أقصد ,هناك قصة متعلقة بأمك حسبما يقال, تركتك فى أحد الحقول و أنت فى الرابعة من عمرك و قالت لك "حسنا,فلتمشى إلى البيت."
    Bir zamanlar karada, göğe bakmış ve "Bulutlara çıkmak güzel olabilir, uçacağım." demiş olabilirler. TED و كائنات اليابسة ربما نظرت مرّة إلى السماء و قالت, "سيكون جميلاً لو صعدنا إلى الغيوم، سنقوم بالطيران إذاً".
    Azıyor, o yüzden Yoko orkideli bir ilaç vermiş vücudundan atana kadar eve gelmemesini söylemiş. Open Subtitles أصبح شهوانياً، لذا يوكو جمعته مع فتاة جميلة و قالت له أن لا يتعب نفسه بالعودة للمنزل حتى يزول ذلك الشعور من جسده
    Geçtiğimiz haftalarda çalıştığı lokantaya bir çok kez geldiğini söylemiş. Open Subtitles و قالت انه كان فى مطعمها العديد من المرات خلال الأسابيع القليلة الماضية
    Hava alanındayım ve Flicka'ya rastladım. O da dedi ki... Open Subtitles كنت في المطار، حسناً و قابلت (فليكا) و قالت...
    O da dedi ki " Çişim var!". Open Subtitles و قالت:
    Ortaya çıktım çünkü annen arayıp sorunların olduğunu söyledi. Ne? ! Open Subtitles ظهرت ، لأنّ أمك قد اتصلت و قالت أنّك في مشكلة
    Baroness öyle dedi. Onun da bana aşık olduğunu söyledi. Open Subtitles قالت البارونة أنني احبه و قالت أنه كان واقعا في حبي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus