Mükemmel olmuş. Biliyorum. Ama her tasarımcının bir de abiye koleksiyonu olmalı. | Open Subtitles | أعرف و لكن كل مصممة أزياء تحتاج أن يكون لها بصمة خاصة |
Her şey iyi olacak deyip duruyorsun Ama her şey daha da kötüleşiyor. | Open Subtitles | تظلين تقولي أنّ كُل شئ على ما يرام و لكن كل شيئ يسوء |
Ama her aramanda, bu sana bir şeylere mal olacak. | Open Subtitles | و لكن كل مرة ستقوم بمكالمة سوف يكلفك شيئاً |
Ama tüm bunlar, önümüzde kaldıracak daha çok yük olduğunu söyledi. | TED | و لكن كل ذلك كان يقول، لا يزال لدينا الكثير من العمل الشاق لنقوم به في المستقبل. |
Hala şehirde bir yerlerde Ama tüm kaynaklarım kurudu. | Open Subtitles | إنه لا يزال بالمدينة, و لكن كل مصادرى نضبت |
ama tek istedigi sadece diger insanlar gibi rahat bir hayat yasamakti. | TED | و لكن كل ما أراده هو أن يعيش حياة مريحة مثل الأخرين. |
ama bütün sorularınız neden başkalarının benim Ole Miss'e gitmemi istediğiyle ilgiliydi. | Open Subtitles | و لكن كل اسئلتك كانت عن لماذا كل الاخرين يريدوني ان اذهب الى جامعة ميسيسيبي حسنا |
Ama her aramanda, bu sana bir şeylere mal olacak. | Open Subtitles | و لكن كل مرة ستقوم بمكالمة سوف يكلفك شيئاً |
Benim cinsel hastalığım yok, Ama her beş genç yetişkinden birinin var. | Open Subtitles | أنا لا أعاني من مرض ينتقل عبر الجنس و لكن كل واحد من بين خمسة بالغين لديه هذا المرض |
Teknik olarak, sen iki numara olacaksın, Ama her şey düzenlenebilir. | Open Subtitles | من الناحية التقنية، ستكون الحاكم الثاني و لكن كل شيء قابل للتفاوض |
Yani iş yerinde insanlarla tanışmaya çalışıyorum, Ama her zaman aynı. | Open Subtitles | أحاول أن أقابل الناس في العمل و لكن كل مرّة نفس الشئ |
Ama her biri daha az tatmin etmeye başladı. | Open Subtitles | و لكن كل واحدة من حينها كانت اقل و أقل إرضاء |
Ama her yolculuk, hep ilk adımla başlar. | Open Subtitles | بإمكانه مساعدة الأشخاص مثل أختك و لكن كل رحلة تبدأ بخطوة أولى |
Ama her bayram babamla gün boyu yemek yaparız. | Open Subtitles | ، و لكن كل عيد أنا و أبي كنا نقضي النهار بطوله في الطبخ |
Ama her bayram babamla gün boyu yemek yaparız. | Open Subtitles | ، و لكن كل عيد أنا و أبي كنا نقضي النهار بطوله في الطبخ ثم يأتي جميع جيراننا |
2'nci adam: Bu gibi olayları her zaman yaşıyoruz, Ama her yangın farklı olyor.. | Open Subtitles | نحن نتمرن على مثل هذه الحالات فى جميع الأوقات و لكن كل حريق يختلف عن الآخر |
Ama tüm yapmamız gereken e-mail adresi oluşturulmuş sözde ismi araştırmak. | Open Subtitles | و لكن كل ما يجب علينا ان نعمل عليه هو عنوان هذه الرسالة الموقعة باسم افتراضي الالكترونية |
Umursamaz gibi görünüyor, hiçbir şeyin önemi yok hayat kısa, bir anlamı yok, falan filan. Ama tüm korkusu kafasının içine gidiyor. | Open Subtitles | لا شيء يهتم، الحياة قصيرة و بدون هدف و لكن كل مخاوفه تصعد لراسه |
Hatta bir noktada sizin gibi olmak istedim, ama tek yaptığınız insanları küçümsemek ve bunun sizi onlardan daha iyi yaptığını düşünmek. | Open Subtitles | في الواقع, لقد أردت بالفعل أن أكون مثلكِ في وقت ما و لكن كل ما تفعلينه هو إذلال الناس و بطريقةٍ ما |
Belki hafta sonu içerisinde bir bina inşa edebilirim ama bütün o evrak çantaları, paslaşmalar ve "The Sting"? | Open Subtitles | ربما في عطلة نهاية الأسبوع سأنمكت من بناء مبنى مزيف و لكن كل هذه الحقائب The Sting و التبادل، و فلم |