"يأملون أن" - Traduction Arabe en Turc

    • umuyorlar
        
    • umut
        
    • umuyor
        
    • umdular
        
    • umuyorlardı
        
    Bu reaksiyonun olmasını umuyorlar çünkü bunun, tekrar sağlıklı olmaya giden o dönemeçli yolun bir parçası olduğunu biliyorlar. TED يأملون أن يحدث رد الفعل هذا لأنهم يعلمون إنه جزء من الإلتواء وتحول المسار عودة إلى الصحة.
    - Elimizdeki her şeyi onlara fırlatalım. - Bunu yapacağımızı umuyorlar. Open Subtitles ونهجم بكل شىء نملكه - إنهم يأملون أن تفعل ذلك -
    Gözleri kalan kurbanlarla eşleştirmeyi umuyorlar. Open Subtitles إنهم يأملون أن يطابقوا العيون مع بقية الضحايا
    Çünkü hala bir çok insan kurtarma botunun belirmesini umut ediyor. Open Subtitles لأن العديد من الناس لازالوا يأملون أن يظهر أحد قوارب النجاة.
    Burada kimler kişiliklerini değiştirebilmeyi umuyor? Open Subtitles من منكم هنا يأملون أن يُثبتوا فعليّا معدنهم؟
    Sokaktaki insanlar terörle mücadelenin sonunda bitmesini umdular. Open Subtitles الناس في الشارع ربما كانوا يأملون أن تكون الحرب على الإرهاب قد انتهت أخيرًا،
    Anlaşılan, bu mektubun halkın eline geçmesini umuyorlardı. Open Subtitles واضح أنهم كانوا يأملون أن يخرج هذا الخطاب إلى العلن.
    Su geçirmez ışıklar ve hızlı çekim kameraları kullanarak tuhaf su altı buz oluşumlarını görüntülemeyi umuyorlar. Open Subtitles مستخدمين إضاءات ضد الماء ،وآلات تصوير بالعرض البطىء يأملون أن يلتقطوا نمو التشكلات الجليدية الغريبة التحمائية
    Su geçirmez ışıklar ve hızlı çekim kameraları kullanarak tuhaf su altı buz oluşumlarını görüntülemeyi umuyorlar. Open Subtitles مستخدمين إضاءات ضد الماء ،وآلات تصوير بالعرض البطىء يأملون أن يلتقطوا نمو التشكلات الجليدية الغريبة التحمائية
    Bunu yapmamızı umuyorlar. Open Subtitles لا يمكننا قتالهم كما إعتدنا، وهذا ما يأملون أن نفعله
    Ama düşürmeye çalışıyorlar ve yakında uyanacağını umuyorlar. Open Subtitles ولكنهم يعملون على معالجتها وهم فقط يأملون أن يستيقظ قريباً
    Bu gayzerlerin buharlarının, bu gizli denizden yaşam sağlayan materyal içerip içermediğini test etmek için bir uzay aracı göndermeyi umuyorlar. TED فهم يأملون أن يرسلوا مسبارًا لاختبار فيما إذا كانت أعمدة الدخان المنبعثة من الينابيع تحتوي على مادّة تدعم تشكّل الحياة من هذا البحر المخفيّ.
    ve onu da bizden almayı umuyorlar. Open Subtitles وهم يأملون أن نذودهم بها
    İleride düzeltebileceklerini umuyorlar. Open Subtitles يأملون أن يجدي العلاج
    İleride düzeltebileceklerini umuyorlar. Open Subtitles يأملون أن يجدي العلاج
    - Burada ne bulmayı umuyorlar ki? Open Subtitles ما الذى يأملون أن يجدوه هُنا؟
    - Ne bulmayı umuyorlar? - Hayatta kalmayı. Open Subtitles ـ ماذا يأملون أن يجدون؟
    Siz, onu bulana dek birçok kişi kapıdan içeri gireceğini umut ediyordu. Open Subtitles حتى وجدتموه أنتم، الكثير من الناس كانوا يأملون أن يعود.
    Polis kuvvetleri yaratığı yüzeye çıkarıp, tutuklamayı umuyor. Mike? Open Subtitles الشرطة يأملون أن يجبروا الكائن للخروج الى السطح حيث يمكن اعتقاله، (مايك)؟
    Ona aşık olacağını umdular. Open Subtitles وايت : و هم يأملون أن تقعي في حب كوب
    Arkadaşlar dönüşte bize biraz tatlı bir şeyler getirmenizi umuyorlardı. Open Subtitles الفتيان يأملون أن تحضر حلوى عند عودتكَ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus