"يؤذيها" - Traduction Arabe en Turc

    • zarar
        
    • incitecek
        
    • üzecek
        
    • incitmek
        
    • incitmesini
        
    • incitmez
        
    • incitmeyeceğini
        
    • zararı
        
    • canını
        
    • incitiyor
        
    • incitiyordu
        
    ...eğer o kıza ufacık bir zarar gelirse- -Ona asla zarar vermez. Open Subtitles حتى اقل درجة ممكنة من الاذى تصيب تلك الفتاة لن يؤذيها ابدا
    O şey ona zarar vermeden önce onu geri getirmeliyiz. Open Subtitles لأنه علينا فعل هذا قبل أن يؤذيها ذلك الشيء
    Megan değerli bir yük. Soneji kaderin kıza zarar vermesine izin vermez. Open Subtitles مايجن صيد ثمين، سونجى لن يترك القدر يؤذيها
    Söylemezse onu incitecek, çünkü bu onun da zayıf olduğunu gösteriyor. Open Subtitles سوف يؤذيها ان لم تفعل لأن ذلك يعني انها ضعيفة ايضا
    Gail asla onu üzecek bir şey yapmam. Onu seviyorum. Open Subtitles أنا أبداً لن أفعل شيئاً يؤذيها .أنا أحبها
    Öğeleri birleştiriyor ve kurbanları gerçekten incitmek istediği kadın haline getiriyor. Open Subtitles انه يجمع بين العناصر يحول العاهرات الى ما يريد ان يؤذيها بحق
    Bir şey söylemeyeceğine söz ver. Onu daha fazla incitmesini istemiyorum. Open Subtitles عدني بألاّ تقول شيئاً، لا أريده أن يؤذيها مجدّداً
    Bilmiyorum, ama ona zarar vermek istiyor gibi değil. Open Subtitles لا أعرف ، لكن لا يبدو أنه يحاول أن يؤذيها
    Sandy ellerinde. Eğer yarışırsam Sir Trenton ona zarar verecek. Open Subtitles لقد اختطفوا ساندى سوف يؤذيها سير ترينتون اذا تسابقت
    Şüphelinin profilini çıkardık ve ona zarar vermeden önce yakaladık. Open Subtitles حللنا الجانى و كنا قادرين على تحديد مكانها قبل ان يؤذيها
    Onun zarar vermek istediği kızı tanımıyorsun bile. Open Subtitles أنت لا تعرفين من هي الفتاة التي يريد أن يؤذيها
    Bizi engellemeye ya da onun canını yakmaya kalkışmadıkları sürece kimseye zarar vermeyeceğiz. Open Subtitles إذا لم يحاول أحد أن يوقفنا أو يؤذيها فلن نتسبب بأي أذى
    Gözümüz bu piç kurusu üzerinde olursa ona zarar veremez. Open Subtitles طالما نراقب هذا اللعين لا يمكنه أن يؤذيها
    - Ama Ali'ye zarar vermek isteyebilecek birini tanıyoruz. Open Subtitles نحن نعلم بشأن أحدهم أيضاً الذي كان ربما أراد أن يؤذيها.
    Ben de ona zarar vermesinden korkuyordum. Open Subtitles أعني، كنتُ قلق بأنّه كان سيحاول أن يؤذيها
    Anneni sevmiştim. Onu incitecek hiçbir şey yapmadım. Open Subtitles لقد أحببت والدتكِ , ولم أكن لأفعل أي شيء يؤذيها
    Onu üzecek hiçbir şeyi asla yapmam. Open Subtitles وأنا لن أعمل أي شيء يؤذيها مطلقا
    Bu onun kendi hatası. - Muhtemelen onu incitmek istemedi. Open Subtitles -إنه على الأرجح لم يحاول أن يؤذيها
    Beni incittiği gibi onu da incitmesini istemedim. Open Subtitles كل ما كنت أعرفه أنني لم أرده أن يؤذيها بالطريقة التي أذاني بها
    Bırak Chad arıyı bardakla yakalasın. Onu incitmez. Open Subtitles دع (تشاد) يضع النحلة في لوح الزجاج، لا، لن يؤذيها
    Bu hiç mantıklı değil. Cole onu incitmeyeceğini söylemişti. Open Subtitles هذا ليس منطقياً فلقد قال "كول" بأنها لن يؤذيها
    Barınakta geçireceği bir gecenin kimseye bir zararı dokunmaz. Open Subtitles قضاء ليلة في الحضيرة لن يؤذيها
    Ve kendime söz verdim, "Onun canını kim yakıyorsa ölecekti" Open Subtitles و قطعت وعدا على نفسي أنني سأقتل كل من يؤذيها
    Kim bilir kaç zamandır birileri kızımızı incitiyor ve bizim bundan haberimiz bile yok. Open Subtitles شخصًا ما كان يؤذيها الله وحده يعلم منذ متى وأننا حتى لا نعرف من هو
    Onu dövüyordu. O yüzden Megan'ı almalıydım. Onu da incitiyordu. Open Subtitles كان يضربها كثيرا ولهذا السبب اخذت ميجن معى فقك كان يؤذيها ايضا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus