Sokak sanatçıları sanatın halka ait olduğuna inanırlar. | TED | فنانو الشوارع يؤمنون بأن الفن ينتمي إلى العامة. |
Bazen hayatlarını ateşe atarlar çünkü sizin görüşlerinizin ve etkinizin önemli olduğuna inanırlar. | TED | بعض الأحيان يضعون حياتهم على المحك، لأنهم يؤمنون بأن آرائك وتأثيرك مهم. |
Sadece kıskanıyorsun, çünkü beynin... seksin günah olduğuna inanan bağnaz pislikler tarafından yıkanmış. | Open Subtitles | أنتى فقط غيورة لأنه تم غسل عقلك بواسطة بعض المتسكعون الحمقي الذين يؤمنون بأن الجنس خطيئة. |
Biliyorsun ki cazibenin bilimsel temelleri olduğuna inananlar var. | Open Subtitles | هناك من يؤمنون بأن هناك أساس علمي للجاذبية. |
Kız Kardeşler her yiyecek kaynağının onlara ait olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | الأخوات يؤمنون بأن أي بقعة طعام هي بقُعتهم |
Halkımız ve ordumuz Tanrının bugüne kadar imparatorluğumuza bahşettiği kutsal ışığın cennete çekildiğini düşünüyor. | Open Subtitles | إن الجيش والشعب.. يؤمنون بأن الرب والروح القدس قد ذهبوا إلى الجنة. |
Hala dünyada iyilik olduğuna inanırlar. | Open Subtitles | أولئك الذين ما زالوا يؤمنون بأن ثمّة خيرًا في العام. |
Önemli olanın görebildiğimiz değil, ama her şeyi birleştirenin olduğuna inanırlar. | Open Subtitles | إنهم يؤمنون بأن أهم شئ هو ... ليس الذي تراه و لكن الذي ترتبط روحك به |
Tanrı'nın dünyayı ve içindeki her şeyi kalıcı ve kusursuz bir şekilde yarattığına inanan insanlar için bu bulgular tamamen şaşırtıcıydı. | Open Subtitles | للذين يؤمنون بأن الرب قد خلق العالم وكل ما به كل شيء علي ما يرام ومع ذلك كان هذا محيراً |
Bir şekilde, Tanrı tarafından seçildiğine inanan insanlar tarafından bana meydan okundu. | Open Subtitles | كانوا يؤمنون بأن رباً من نوع ما قد اختارهم. |
Öğrendiğim ikinci şey ise, bilimin, sosyal değişimi sağlamada bütünleyici olduğuna inanan insanlardan oluşan bir birlik yaratmamız gerekiyor. | TED | والأمر الثاني الذي تعلمته هو أننا في حاجة إلى تأسيس تحالف يتكون من أشخاص يؤمنون بأن العلم جزء لا يتجزأ من عملية تحقيق التغيير الاجتماعي. |
Onu takan başka Sherpalarda gördüm, yetinin bir çeşit tanrı olduğuna inananlar. | Open Subtitles | لقد رأيت العديد من هؤلاء الذين يؤمنون بأن رجل الثلج يعتبر إلهاً (طائفة (بانج بوش |
Her şeyin bedeli olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يؤمنون بأن كل شيء له ثمنه |
Hastalığın sadece bir algı yanılması olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يؤمنون بأن المرض هو وهم فقط |
Halkımız ve ordumuz Tanrının bugüne kadar imparatorluğumuza bahşettiği kutsal ışığın cennete çekildiğini düşünüyor. | Open Subtitles | إن الجيش والشعب.. يؤمنون بأن الرب والروح القدس قد ذهبوا إلى الجنة. |