Yünden, vizon yakalı. Manto çok güzel. Yiyecek kuponlarıyla takas etmek istiyor. | Open Subtitles | صوف,ياقة من الفرو,انه معطف جميل سوف تقايضها في المزاد |
Ailenin senin için planladığı gibi ve bizim Christopher için boşuna planladığımız gibi, bir üniversiteye gitmiş olsaydın mavi yakalı bir işten daha fazlasını yapabilirdin. | Open Subtitles | إذا أنت جامعةُ كما أبويك خطّطوا لك، وكما كَانَت خططنا لكرستوفر َرُبَّمَا طَمحتَ إلى أكثر مِنْ موقع ذو ياقة بيضاء |
Yünlü, vizon yaka. Güzel bir palto. Yiyecek kuponlarıyla değiştirmeye razı. | Open Subtitles | صوف,ياقة من الفرو,انه معطف جميل سوف تقايضها في المزاد |
Özel bir tasması var, aslında şoklu bir tasma. | Open Subtitles | لا ، لديها ياقة خاصة في الواقع ، ياقة حول العنق |
- Yani şu boyunluk mı pire tasması mı emin değilim? | Open Subtitles | -أنا لا أعلم اذا كان ذاك حمّالة رقبة أم ياقة برغوث |
Şey, üzerinde küçük mavi bir elbise vardı... küçük beyaz yakasında kırmızı... çizgileri olan bir elbise. | Open Subtitles | كانت ترتدي بذلة زرقاء لطيفة مع ياقة بيضاء مزينة ببيون أحمر اللون أجل؟ |
Bu bluzun yakası kötü olmuş, ne yapayım? | Open Subtitles | ياقة هذه البلوزة أصبحت بالية جداً. ماذا أفعل بها؟ |
Bazılarının tasmasını ele alıp, o orospu çocuklarına, canın ne zaman isterse peşlerinden gidebileceğini anlamalarını sağlayabilirsin. | Open Subtitles | أنت خطفت لك كم ياقة ودعهم يعرفون انت هناك لكي تخرجهم |
Baban beyaz yakalı vasat bir yöneticiydi. | Open Subtitles | والدك كان مدير أعمال متوسط الحال موظف إداري ذو ياقة بيضاء |
Hani şu lacivert yakalı gök mavisi renkli olanı? | Open Subtitles | لقد كان بلون زرقة السماء ولديه ياقة غامقة |
Kendine bir şapka ve yüksek yakalı bir palto bul. | Open Subtitles | الأن ارتدي ملابسك و جد نفسك قبعة ومعطفاً ذو ياقة عالية |
Julian, Olenska'nın ikinci perde kostümüne kürk yaka ekledim. | Open Subtitles | جوليان, لقد وضعت الفراء في ياقة ملابس اثنين من الممثلين |
Mavi yaka işi, aşırı stres ama ağır kaldırma da yok. | Open Subtitles | عمل ذو ياقة زرقاء طوق، إجهاد عالٍ، ولكن لا أحمال ثقيلة. إنّه حارس سجن |
Pantolonlara kravat, yaka, manşetlere uyuyor. | Open Subtitles | تأتي مع سروال رياضي ربطة عنق ، ياقة ، أصفاد |
Ama gördüğünüz gibi, boynuna güçlü elektrik veren bir tasma yapıştırdım. | Open Subtitles | في عقلها، لكن كما شهدتم، الصقت بشدة ياقة صاعقة للغاية في عنقها. |
Sonunda bir tasma edindiğini görüyorum. | Open Subtitles | حَسناً، وأنا أَرى إكتسبتَ أخيراً a ياقة. |
Kütburun, dedim. Kütburun, birisi yeni bir tasma takıyor. | Open Subtitles | "وفي، "أَقُولُ، "وفي، wearin شخص ما ' a ياقة جديدة." |
Bir de bakmışsın yedi cinayetin sorumlusu ve hayvanlar için tasarlanmış bir şok tasması giyiyor. | Open Subtitles | الأمر التالي، انها مسؤولة عن سبعة جرائم قتل نعلم عنها، و ترتدي ياقة صاعقة صممت للمواشي. |
Adamın yakasında, çıkmayan ruj izi. | Open Subtitles | أحمر شفاه على ياقة رجل الذي لن يمحو |
Bu Woolwich ya da Hampstead'da üçlü katlanmış mantar yakası olan ilk cübbe. | Open Subtitles | هذا اول رداء بالقرية يستخدم به ياقة بشكل حلوى المشروم |
Düşündüğü tek şey kedinin tasmasını geri alabilmek. Çünkü onu 12 dolara... | Open Subtitles | ، كل ما يهمه هو استعادة ياقة قطته لأنه دفع 12 دولارا ثمنا لها |
Sen kırmızı tasmalı yüz kiloluk bir dramsın! | Open Subtitles | أنت تملك 200 بوند من الدراما مع ياقة حمراء |
Rahip yakalığı. İnsanlar güvenir. | Open Subtitles | ياقة الكاهن,الناس تثق بها |
Belki de sevgili kardinalin cübbesinin el değiştirme zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لإن تستبدل ياقة الكاردينال |
İşçi kesimisiniz sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت أنني شممت ياقة زرقاء |