| Burası senin favori yerin, Dale. | Open Subtitles | حسناً يا ديل , ها هو المكان المفضل بالنسبة اليك |
| Geçen gece seni dinledim, Dale, her zamankinden iyi üflüyordun. | Open Subtitles | لقد سمعتك في أحدى الأمسيات يا ديل لقد عزفت بشكل رائع كما لم تعزف من قبل |
| Dale dur. Hala bu işten kurtulabilirsin. | Open Subtitles | توقف يا ديل ، فلا يزال بإمكانك الخروج من هذا الأمر |
| Bilmiyorum, Del. Ne kadar baskı yapmamı istediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف يا (ديل)، لا أعرف إلى أي مدى تريدني أن أضغط هنا |
| Babam barda, Del. Kahrolası barda yaşıyor. | Open Subtitles | إنه في البار يا ديل |
| Ama böyle bir tepki, Dale, genellikle kurban'a çok yakın olan kişilerden gelir. | Open Subtitles | لا أظنك تريد أن تعرفها لكن ردة فعل كتلك يا ديل تأتي عادة من شخص مقرب جدا من الضحية |
| Ne oldu Dale? Kemiklerin mi kırıldı? | Open Subtitles | ما خطبك يا ديل هل سمعت تحطم عظام |
| Sık sık otostopçu aldığına eminim Dale. | Open Subtitles | "أتعرف يا "ديل أراهن أنك اصطحبت العديد من العاهرات ألست كذلك؟ |
| Dale, bir problemimiz var. Binada adamlar var. | Open Subtitles | لدينا مشكلة يا ديل فهناك أناس بالمبنى |
| Evet. Aynen göründüğü gibi, Dale. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يبدو عليه الأمر يا ديل |
| Selam, Dale. Teşekkürler, belki daha sonra. | Open Subtitles | شكرا يا ديل , ربما فى وقت لاحق |
| Ben sana hiç yalan söylemedim Dale. | Open Subtitles | أنا لم أكذب عليك مطلقاً يا ديل |
| İyi toplantılar! Hoşçakal, Dale. | Open Subtitles | أتمنى لك اجتماعاً رائعاً وداعاً يا ديل |
| Yani aslında bir seçeneğin yok, Dale. | Open Subtitles | لذلك ليس لديك خيار حقاً يا ديل. |
| Ya da Dale, belki sen Dr. Masters'a benim Levine Pilgrim Pumpslar'ıma ne yaptığını anlatırsın. | Open Subtitles | أو، ربما تود يا ديل أنْ تخبر الدكتور ماسترز بنفسك... ما فعلته بحذائي ذي الكعب العالي. |
| Seni hasta eder, Dale. | Open Subtitles | انها تجعلك بحالٍ سيئة يا ديل |
| - Del, sen şanslı bir adamsın. | Open Subtitles | -حسنا يا ديل, أنت رجل مبتهج |
| Bu akşamki kahve çok iyiydi, Del. | Open Subtitles | هذا كان كأس جيد الليله, يا (ديل)َ |
| - Taze kahve yapayım. - Bu da olur, Del. | Open Subtitles | ـ سأصنع لك المزيد ـ هذا يكفى, يا (ديل)َ |
| - Bu akşam dükkan kalabalık, Del. - Evet, koç. | Open Subtitles | ـ المحل مليئ الليله, يا (ديل) ـ نعم |
| Kazandım, Del, lotoyu kazandım. | Open Subtitles | لقد فزت يا ديل! |