göründüğü gibi olamaz. Mutlaka bir açıklaması olmalı. | Open Subtitles | مستحيل أن يكون الأمر كما يبدو عليه لابد من وجود تفسير آخر |
Belki de göründüğü kadar kötü değildir. | Open Subtitles | ربما الأمر ليس بهذا السوء الذي يبدو عليه |
Burada arenada göründüğünden daha ufak görünüyor. | Open Subtitles | هو يبدو أصغر حجما هنا اكثر مما يبدو عليه في الحلبة الحقيقية |
Kat danışmanı olmak dışarıdan göründüğünden daha zormuş. | Open Subtitles | أن تكون مستشاراً مقيماً أصعب بكثير مما يبدو عليه, |
Daha başlangıç aşamasında, ama şu an bu şekilde görünüyor. | TED | إنها في المراحل الأولى، لكن هذا ما يبدو عليه حاليا. |
Ortada size göründüğü kadar kötü bir durum olmadığından eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد أن الأمر ليس سيئاً كما يبدو عليه |
Hiçkimse ve hiçbirşey göründüğü gibi değildir. | Open Subtitles | وبدون سبب فأنك لن ترى أحدا كما يبدو عليه |
Ama göründüğü kadar kötü değil, gerçekten. | Open Subtitles | بالتأكيد . لكن الجرح ليس . سيء كما يبدو عليه. |
Onun palavralarına kanma. göründüğü gibi değildir. | Open Subtitles | لا تنخدعي بكلامه الفارغ إنه يسبب المشاكل أكثر مما يبدو عليه |
Bu yer göründüğü gibi boş olmayabilir. | Open Subtitles | ربما لا يكون هذا المكان خاوياً كما يبدو عليه. |
Bu sabah göründüğünden çok daha farklı görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | المعرض يبدو مختلفاً كثيراً مما كان يبدو عليه في صباح اليوم، أليس كذلك؟ |
göründüğünden daha çok şey biliyor diyebilirim | Open Subtitles | أتمزح؟ كلا صدقني، هذا الفتى يعرف أكثر مما يبدو عليه |
İki kat olacak. göründüğünden daha büyük bir iş. | Open Subtitles | طبقتان للطلاء، إنه عمل أعقد ممّا يبدو عليه |
Her şeyin göründüğünden daha karmaşık olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه لطالما كان كل شئ أكثر تعقيداً مما يبدو عليه |
Bir rönesans adamı gibi oldu ve filmde şöyle görünüyor. | TED | حتى أنه أصبح مثل رجل عصر النهضة، وهنا ما يبدو عليه في الفيلم. |
Kara deliğin benzemesini umduğumuz şekilde görünüyor. | TED | هذا ما نتوقع أن يبدو عليه منظر الثقب الأسود. |
İngilizce bir metnin görsel soyutlama bakış açısından böyle gözüküyor. | TED | هذا ما يبدو عليه نص بالإنجليزية من منظور تجريدي بصري. |
Aslında olduğu gibi görünmüyor ya da konuşmuyor. | Open Subtitles | لا يبدو عليه من منظره او كلامه انه غير منسجم |
İşte bu gizemli dünyanın nasıl göründüğüne dair küçük bir örnek. | TED | وهذه فقط عينة صغيرة مما يبدو عليه هذا العالم السري. |
Bilgisayarınızın içi aslında neye benziyor? | TED | كيف يبدو عليه جهاز الحاسوب الخاص بك من الداخل ؟ |
Davayı çözmeden öylece ayrılacak türde birisine benzemiyor. | Open Subtitles | لا يبدو عليه أنهُ من الذين قد ينسحبون قبل أن نحل القضية |
Ne kadar çılgınca görünürse görünsün. Bu yüzden seni seçiyorum. | Open Subtitles | بغض النظر عن، تعلم، مدى الجنون الذي قد يبدو عليه. لهذا اخترتك. |