Bu posterin etrafında her kim takıldıysa... sapıkça bir mesaj yollamaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | أياً من وضع هذا الملصق الإعلاني كان يريد أن يبعث برسالة ملتوية |
- Loeb'ın mesaj yollamaya çalıştığı açık. | Open Subtitles | -يبدو أن (لوب) يبعث برسالة . |
- Daha tecrübeli bir özel kalem müdürü Kongre'ye etkili bir mesaj gönderir. | Open Subtitles | من شأن رئيس موظفين أكثر خبرة أن يبعث برسالة قوية إلى الكونغرس |
Daha güçlü bir mesaj gönderir. | Open Subtitles | هذا يبعث برسالة قوية |
Adamın devlet başkanı ölüyor. O da yurtdışındaki birine hiçbir anlama gelmeyen bir mesaj gönderiyor öyle mi? | Open Subtitles | رئيس الرجل يحتضر، لن يبعث برسالة دولية لا تعني شيئاً لأحدهم. |
Don Revie rakiplerine açık bir mesaj gönderiyor. | Open Subtitles | (دون ريفي) يبعث برسالة صريحة إلى منافسيه |
SAMCRO'nun şunu bilmesi lazım, oylama sonucu gerektiği gibi çıkmazsa bir başkanın başka bir başkanı öldürmesi tehlikeli bir mesaj verir. | Open Subtitles | يجب أن تعرف سامكرو في حال لم يسر التصويت كما يجب رئيس يقتل رئيس ذلك يبعث برسالة خطيرة |
İkinci olarak da bunu bir ifadenin ortasında yapmak bir mesaj verir. | Open Subtitles | و ثانياً، القيام بها في وسط الإقرار يبعث برسالة |