Kırılmış, sıvı buharlaşıyor. lçinde fazla bir şey kalmamış. | Open Subtitles | لقد تحطمت , السائل يتبخر لم يتبقى الكثير |
Pek bir şey kalmamış. | Open Subtitles | لم يتبقى الكثير |
Hayır, pek bir şey kalmamış. | Open Subtitles | لا ، لم يتبقى الكثير |
Dindiğinde ise korkarım dünyamızdan geriye çok az şey kalacak. | Open Subtitles | وحين تمرّ، أخشى أن لا يتبقى الكثير من عالمنا. |
Bu yılki Arındırma'nın bitimine çok az bir zaman kaldı. | Open Subtitles | لم يتبقى الكثير من الوقت في تظهير هذا العام |
Bunu çok duyarım. Bizden fazla kalmadı. | Open Subtitles | أسمع هذا كثيراً، لم يتبقى الكثير منا |
Geriye fazla kalmadı. | Open Subtitles | لم يتبقى الكثير |
Çünkü geriye pek bir şey kalmadı. | Open Subtitles | لأنه لم يتبقى الكثير للحديث عنه |
Çok bir şey kalmadı. | Open Subtitles | لم يتبقى الكثير من المال |
Pek bir şey kalmamış. | Open Subtitles | لم يتبقى الكثير بِها |
Geriye pek bir şey kalmamış. | Open Subtitles | لم يتبقى الكثير |
Yüzünden geriye pek bir şey kalmamış. | Open Subtitles | لم يتبقى الكثير من وجهه |
Bundan çok az kişi kurtulacak. | Open Subtitles | لن يتبقى الكثير منا |
Ama Einar'dan geriye çok az kaldı. | Open Subtitles | لكن لم يتبقى الكثير من (إينار). |
Ne de olsa onlardan fazla kalmadı. | Open Subtitles | فلم يتبقى الكثير منها |
Çok bir şey kalmadı gerçi. | Open Subtitles | لم يتبقى الكثير |
Evet, bitmesine bir şey kalmadı. | Open Subtitles | نعم لم يتبقى الكثير |