"يتحتّم" - Traduction Arabe en Turc

    • zorundayız
        
    • zorundayım
        
    • zorundasın
        
    • gerekmiyor
        
    • şart
        
    • gerekeni
        
    • gerekiyorsa
        
    • zorundasınız
        
    • mecburum
        
    Arkadaş olalım. Bir bakıma olmak da zorundayız, değil mi? Open Subtitles لنكن صديقين يا صاح، يتحتّم علينا ذلك نوعًا ما، صحيح؟
    Ama yapmamız gerekeni yapmak zorundayız. Open Subtitles لكننا نفعل ما علينا فعله. نفعل ما يتحتّم علينا.
    Hala kutuyu kapalı çıkarmak zorundayım daha fazla soru yok. Open Subtitles كان يتحتّم عليّ إخراج الصندوق من هنا مغلق بدون أسئلة
    O zaman kiliseyi ele geçirmek zorundasın, kiliseyi ele geçir. Open Subtitles إذا عليك السيطرة على الكنيسة يتحتّم عليك السيطرة على الكنيسة
    Bazen onları öldürmemiz gerekiyor. Bunu biliyorum. Ama bazen de gerekmiyor. Open Subtitles أحيانًا يتحتّم علينا قتلهم، أعلم لكن أحيانًا لا يتحتّم ذلك
    Mecbursun. Aksi söz konusu bile olamaz. Cenazeye gitmen şart. Open Subtitles يتحتّم عليك ذلك، لا مجال للسؤال، يجب أن تحضر الجنازة.
    Erkek adam ne gerekiyorsa onu yapar dostum. Open Subtitles الرجل عليه أن يفعل ما يتحتّم عليه يا صاحبي
    Korkarım oturmak zorundasınız, bayan. Bütün masalarımız dolu ve bunlar da sizin aileniz. Open Subtitles أخشى أنّه يتحتّم أن يحدث يا سيّدتي، كلّ الطاولات ممتلئة، وهذه أسرتك.
    Onu öldürmeye mecburum. Ne pahasına olursa olsun! Open Subtitles "يتحتّم أن أقتله مهما يكون الثمن!"
    Millet, benimle gelin. Bu adamı bulmak zorundayız. Open Subtitles ليأتِ الجميع معي، يتحتّم أن نجد هذا الرجل.
    Bu bizim için bir yüz karası. Bu şekilde yapmak zorundayız tamam mı? Open Subtitles إنّها ضربة موجعة لهيبة الشرطة، لذا يتحتّم أن نجدهم بتكتّم، اتّفقنا؟
    Bu sabah doktora gitmek zorundayım. Open Subtitles انظري، يتحتّم أن أذهب للطبيب هذا الصباح.
    Görevinizi engellemek niyetinde değilim ama rehineleri kurtarmak zorundayım. Open Subtitles أنا لا نيّة لي لعرقلة مهمّتك لكن يتحتّم عليّ تحرير الرهائن
    Biraz önce o kadını öldürdün. - Kimin tarafını tutmak zorundayım sence? Open Subtitles إنّك قتلت تلك المرأة توًّا، من بظنّك يتحتّم أن أنحاز له؟
    Lütfen ahbap, geri dönmek zorundasın. Bunu durdurmanın bir yolunu bulmak zorundasın. Open Subtitles أرجوك يا صاح، يتحتّم أن تعود، يتحتّم أن تجد طريقة لإيقاف هذا.
    Her adımda, alman gereken dersi seçmek zorundasın. Open Subtitles ، في كلّ خطوة نخطوها يتحتّم عليك أن تختار أي طريقٍ علينا أن نسلكه
    Yapmamız gerekmiyor. Ben onların yerine yapacağım. Open Subtitles لا يتحتّم أن نقنعهم، فهؤلاء كفيلات بفعل ذلك.
    Yapma, böyle olması gerekmiyor. Gemiye alabiliriz onları. Open Subtitles أرجوك، لا يتحتّم أن يحدث هذا، يمكننا ضمّهما للمتن.
    Maceraya başlamadan önce bile dört tanesini sağlaman şart. Open Subtitles أقلّها أربعة منهم يتحتّم الإيفاء بهم قبل حتّى بدء الرحلة.
    İhtiyaçları olan hayatı onlara sağlamak için gerekeni yap. Open Subtitles تفعلين ما يتحتّم عليك لتحققين لهم الحياة التي يحتاجونها.
    Ne yapmanız gerekiyorsa yapın. Ben üst katta olacağım. Open Subtitles افعل أيّما يتحتّم عليك فعله سأكون بالطابق العلويّ
    Siz hazır değilsiniz ama olmak zorundasınız. Open Subtitles لستُم مستعدّين، لكن يتحتّم أن تستعدّوا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus