Seçenek veriyorsun, emir değil. Kararı o veriyor. | Open Subtitles | تعطيه خيارات , وليس أوامر , تدعه يتخذ القرار |
Söz veriyorum, süre bittiğinde Kararı veren sen olacaksın. | Open Subtitles | وأنا أعدك بأنك ستكون في المكان الذي يخوّلك لأن تكون من يتخذ القرار |
Kararı ne ben ne halk ne de AUK hafife aldı. | Open Subtitles | لم يتخذ القرار على محمل الجد من قبل نفسي، أو الناس, أو حزب المؤتمر الوطني الافريقي |
Onu günahkar tutkularıyla yüzleşmeye zorla ve bir karara varmasını sağla. | Open Subtitles | إجبره على مواجهة شيطاينه. ودعه يتخذ القرار. |
Onu günahkar tutkularıyla yüzleşmeye zorla ve bir karara varmasını sağla. | Open Subtitles | إجبره على مواجهة شيطاينه. ودعه يتخذ القرار. |
Dürüst olmak gerekirse neyin halka açık olup, neyin olmayacağı konusunda karar vermek istemem. | Open Subtitles | بصراحة، لا أريد أن أكون الشخص الذي يتخذ القرار بخصوص مايجب نشره ومالا يجب، |
Belki de yardım etmeliyiz Kararı şef versin | Open Subtitles | الزعيم " كولم " حاكم الأرض هو من يتخذ القرار وبقدر ما يؤلمني فيجب علي إحضارك أمامه كي يجيب على طلبك |
Bu Kararı verecek kişi olacağımı görmezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأراني الرجل الذي يتخذ القرار |
Pekâlâ, son Kararı Ed vermek istiyor. | Open Subtitles | حسنا ، "إد" يريد أن يتخذ القرار النهائي |
İdareci Haas, Kararı verecektir. | Open Subtitles | المشرف "هاس" لم يتخذ القرار بعد |
Carla Kararı Turk'e bıraktı! | Open Subtitles | (كارلا) تدع (تورك) يتخذ القرار! |
Her bölgeden her ulus bir karar vermek zorunda. | Open Subtitles | كثل أمة وكُل اقليم عليه أن يتخذ القرار |
Bence kendisi karar vermek ister. | Open Subtitles | أظن أنه سيريد أن يتخذ القرار بنفسه |