Çok memnun oldum. Bazı insanlar rol yapar ama sen gerçekten delisin. | Open Subtitles | كان وقتًا ممتعًا، بعض الناس يتظاهرون بذلك، أما أنت فمجنون بحق |
Ailelerinizle konuşun. Diğer karakterler gibi rol yapmışlar mı? | Open Subtitles | تحدث إلى والديك ، و إجعلهم يتظاهرون بأنهم الشخصيات الأخرى ، حسناً ؟ |
Adamlar sakatmış gibi davranıyorlar ve birbirlerini tekmeliyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الفتيان يتظاهرون بكونهم مٌقعدين و يركلون مؤخرة بعضهم |
Oy kullanma hakkı ve eyaletinizde gördükleri muamele tarzı için protesto ediyorlar. | Open Subtitles | هم يتظاهرون من أجل حق التصويت والطريقة التي يُعَاملون بها في ولايتك. |
...ama yalnız kalmış görünmemek için uyuyor numarası yapar. | Open Subtitles | لكنهم لا يريدون أن تبدو عليهم الوحدة, لذا فإنّهم يتظاهرون بالنوم. |
--akbabalar, önemsiyormuş gibi yapıyorlar. ama hepsinin gerçekten istediği kirli detaylar. | Open Subtitles | مفترسون، يتظاهرون بالاهتمام في حين أنهم لا يريدون سوى التفاصيل المؤلمة |
Erkeğe ihtiyacı yokmuş gibi davranan bekar kadınlarla dolu bir masa bulurum. | Open Subtitles | وابحث عن مكان ملئ بالفتيات الذين يتظاهرون بعدم احتياجهم الى رجل |
Ve kalan herkes bu olay hiç yaşanmamış gibi davranıyor. | Open Subtitles | وجميع الناس الذين بقوا, انهم يتظاهرون, كما ولو أن شيء لم يحصل |
İyi arkadaşlar birbirlerine destek olurlar. Daha iyi arkadaşlar hiçbirşey olmamış gibi davranırlar. | Open Subtitles | لكن الأصدقاء الرائعين يتظاهرون بأنه لم يحدث شيئاً من الأساس |
Çoğu zaman telefon ahizesini kaldırırlar ve bizim sistemimiz hangi ilacı almaları gerektiğini kulaklarına fısıldar, çoğu zaman bir arkadaşlarıyla konuşuyormuş gibi yaparlar. | TED | و كل ما عليهم فعله هو أن يرفع السماعة فيهمس لهم النظام بأي دواء عليهم تناوله, و يتظاهرون كأنهم يتحدثون مع صديق. |
Ama bu filmlerde genellikle rol yapmak için karşı cinse ilgi duyan kadınlar ve uydurma durumu çekilmez oluyor. | Open Subtitles | لكنهم عادتاً في هذه الأفلام، يستأجرون إمرءتان مستقيمات، يتظاهرون بذلك و الشيء المزيف لا يطاق |
rol yapıyorlar, geçmemize izin verecekler, değil mi? | Open Subtitles | انهم يتظاهرون وسوف يسمحوا لنا بالرحيل، أليس كذلك؟ |
Buradaki insanların yarısının rol yaptığına bahse girerim. | Open Subtitles | أراهن أن نصف هؤلاء الأشخاص يتظاهرون أترين ذلك الشاب هناك؟ |
Çinliler, sanki denizaltı orada değilmiş onları casusluk yaparken yakalamamışız gibi davranıyorlar ve kendi adamlarının ölmesine razılar. | Open Subtitles | والصينيون يتظاهرون بأنها ليست هناك وأننا لم نمسكهم وهم يتجسسون علينا وهم مستعدون لترك رجالهم يموتون |
Her şeye dini katmalar, eşcinsellerden nefret ediyorlar ırkçılar ama öyle değilmiş gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | اووه ، ياالهي كل شيء هم يكرهون المثليين وهُم عنصريين ولكن يتظاهرون بالعكس |
Ve birbirlerini tanımıyor gibi davranıyorlar. İlginç. | Open Subtitles | و يتظاهرون بأنهم لا يعرفون بعضهم البعض لذيذ |
Bu insanlar barışçıl olmalarına, protesto bile etmemelerine rağmen, onlara kötü muamele ediyorlardı. | TED | كانوا يتعاملون مع الشباب والبنات بقسوة رغم أنهم يقفون بشكل سلمي وبسيط على الكورنيش لم يكونوا يتظاهرون |
Hayır, tabii ki kamera falan göndermiyorum. Bizim kanalımızı protesto ediyorlar. İnanamıyorum. | Open Subtitles | .لا, لن نرسل فريق تصوير .إنهم يتظاهرون ضد محطتنا, أيها الغبي |
Ajans için çalışıyormuş numarası yapan Ruslar etrafta dolanıyor. | Open Subtitles | يتظاهرون عملهم للوكالة ماذا حل بالعالم ؟ |
Belki de, bu sarı benizliler sadece sokakta okuyorlar ya da okur gibi yapıyorlar. | Open Subtitles | ربما هم لا يقرأون فقط إلا في الشارع أو ربما هم يتظاهرون بالقراءة هؤلاء الآسيويين |
Yani bizim gibi davranan bir grup adamın içinde gerçek bir hayaletimiz var. | Open Subtitles | إذاً, نواجه شبحاً حقيقياً و حفنة من الأشخاص يتظاهرون بأنهم نحن, يزعجونه |
Bir sürü insan verandasının ışığını kapatıp evde yokmuş gibi davranıyor artık. | Open Subtitles | المزيد و المزيد من الناس يُطفؤون أضواء أروقتهم و يتظاهرون أنّهم ليسوا بالبيت |
Silah ve rozetle TV'de gibi davranırlar. | Open Subtitles | مسدّس، شارة، يتظاهرون وكأنهم على التلفاز |
Önce seni şöyle keserler... sonra dikiyormuş gibi yaparlar. | Open Subtitles | أولاً يشفونهـا هكــذا ثمّ يتظاهرون بتخييطهـا! |