"يتكلموا" - Traduction Arabe en Turc

• konuşuyorlar
• konuşmaya
• konuşmuyorlar
• konuşmadılar
• laf söz
• konuşmazlar
• konuşmalarını
• konuşmazlarsa
• konuşmuyorlardı

Belki hepsi kendi aralarında konuşuyorlar. Belki onlarla konuşmayan tek kişi benim.
ربما تكلموا كلهم مع بعض وأنا الوحيدة التي لا يتكلموا معها

Ve bizim bunlardan hiçbiri olmadığımızı görünce bizimle konuşmaya karar verdiler.
ولذلك عندما تأكدوا أننا لم نكن أحد هؤلاء الأشخاص، قرروا أن يتكلموا معنا.

Babam bir robot, annemde bir şebboy ve yıllardır kardeşim hakkında konuşmuyorlar.
والدي رجل آلي والدتي محبة للأزهار . و هم لم يتكلموا عن شقيقتي لسنوات

Bay Everett dışında hiç kimseyle konuşmadılar.
انهم لن يتكلموا الى اى احد عدا السير ايفريت

Komşuların laf söz etmesini istemeyiz değil mi?
لقد دخلت من الباب الخلفي أنا أعني, نحن لا نريدون من الجيران أن يتكلموا, اليس كذلك ؟

Özür dilemezler, sarılmazlar veya sorunu konuşmazlar.
إنهم لا يعتذرون أو يتبادلوا الأحضان أو يتكلموا في ما حصل

Onlardan yüksek sesle konuşmalarını istemem gerekecek. Peki ya, Fransızlar?
أنا يَجِبُ أَنْ أَطْلبَ مِنْهم ان يتكلموا بوضوح اكثر ماذا عن الفرنسيون؟

Ama konuşmazlarsa bizim zararımıza olur.
ولكن أمام عيني أني سـأخسـر القضية ان لم يتكلموا لهذا فعلت هذا

Hayır, birbirleriyle konuşmuyorlardı bile.
لا ،إنهم حتى لم يتكلموا بالموضوع

Bu şekilde konuşmaları beni çok korkutuyor; çünkü şu an benim hakkımda konuşuyorlar.
كان يخيفني حقاً عندما يتكلموا بهذه الطريقة والأن هم يتكلموا عني

- Saatine beş dolar verip yaz tatilinde ne yapacaklarını mı konuşuyorlar?
انهم يدفعون 5 دولارات للساعة فقط , لكي يتكلموا عن ماذا يفعلون في عطلة الربيع

O zamandan beri konuşuyorlar.
لقد كانوا يتكلموا منذ ذلك الوقت.

Polisler genelde başkomiserlerinin arkasından böyle konuşmaya korkarlar ama siz, efendim, eski usülsünüz.
رجال الشرطه بالعاده يخافون ان يتكلموا عن قائدهم بهذه الطريقه لكن انت سيدي من المدرسه القديمه

Peki çok konuşmaya hevesli değillerse ne yapmalıyım?
ماذا إذا هم لم يتكلموا كثيراً ؟

Güney Afrika'da da Svahili dili konuşmuyorlar.
هم لا يتكلموا بالسواحليه في جنوب افريقيا

O ve Roger artık birbirleriyle pek konuşmuyorlar.
هي و روجر لم يتكلموا حقيقة منذ فترة

Gruptakilerin dışında kimseyle konuşmuyorlar.
لن يتكلموا مع أي شخص خارج التنظيم

Baraj inşaatına alet olduğu için ve o günden sonra da asla konuşmadılar.
لحديثه معه لبنائه. لم يتكلموا بعدها أبداً.

Ellerinde lastik ve kaset yok. Benimle konuşmadılar bile. Seni ve o lanet kasetlerini iyi bilirim ben.
ليس لديهم دليلاً، ولا الشريط أو الإطار و لم يتكلموا معي

Güvenli olduğundan emin olana kadar konuşmazlar.
لن يتكلموا حتى يتيقنوا أن لا أحد يسمعهم

Şirketler çiftçilerin konuşmalarını istemiyor.
كالور مورسن: الشركات لا تريد من المزارعين ان يتكلموا

Bizimle konuşmazlarsa iki masum insan ölecek.
وإذا لم يتكلموا معنا فشخصان بريئان سيموتان.

Söylediğim gibi, hiç konuşmuyorlardı.
كما قلت، هم لم يتكلموا جميعاً