"يتوقع" - Traduction Arabe en Turc

    • tahmin
        
    • beklemiyor
        
    • beklemiyordu
        
    • bekliyordu
        
    • bekler
        
    • beklediği
        
    • beklediğini
        
    • beklemediği
        
    • bekleyen
        
    • aklına
        
    • beklemez
        
    • istiyor
        
    • beklenen
        
    • beklemeyecektir
        
    • bekliyorlar
        
    Sanki hamlemi yapmadan önce ne yapacağımı tahmin ediyormuş gibi. Open Subtitles إنه كما لو أنه يتوقع كل حركاتي قبل أن أفعلها
    Sadece elinden gelenin en iyisini yap. Kimse mucize beklemiyor. Open Subtitles فقط قم بأقصى ما يمكنك لا أحد يتوقع اي معجزات
    Bir ev dolusu insanı görmeyi beklemiyordu. Ona biraz müsaade et. Open Subtitles لم يكن يتوقع أن يكون منزله مليئًأ بالناس إمنحيه بعض الوقت
    Orada durmuş bekliyordu... herhangi bişi sormadan yada merhamet beklemeksizin. Open Subtitles كان واقفاً هناك في انتظار لم يسأل أو يتوقع الرحمة
    En kötüsü ise "Bebek beklerken sizi neler bekler" Hiç okudunuz mu? Open Subtitles والأسوء هو ماذا تتوقع عندما يتوقع منك ؟ هل قرأت ذلك ؟
    Hiçbirimiz geleceği tahmin edemeyiz, ama hakkında bir şey biliyoruz ve bu da plana göre gitmeyeceği. TED لا احد يستطيع ان يتوقع المستقبل .. ولكننا نكون متأكدين من شيئ واحد فحسب هو ان الامور لن تسير كما هو مخطط لها
    Elbette, o düşüncesinin bu kadar yararlı olacağını tahmin edemezdi. TED بالطبع هو لم يتوقع حتى كيف ستستخدم نظرياته.
    Takımımdaki hiç kimse böyle bir tepkiyi tahmin etmemişti. TED لم يتوقع أحد من فريقي هذا النوع من الرد.
    Geleneksel model,deneyip yanılmanızı cezalandırıyor, ama ustalığı da beklemiyor. TED في النموذج التقليدي يتم معاقبتك لمحاولة الفشل لكنه لا يتوقع الإتقان
    Kapa çeneni Büyükanne. Hiç kimse gelmeni beklemiyor. Open Subtitles اصمتي أيها الجدة لا أحد يتوقع منك أن تأتى
    -Tüm dünyayı kontrol etmeyi beklemiyor, Bayan Worthington. Open Subtitles وقالت إنها لا يمكن أن يتوقع أن السيطرة على العالم، السيدة رثينجتون.
    Bir ev dolusu insan beklemiyordu ki. O biraz zaman tanı. Open Subtitles لم يكن يتوقع أن يكون منزله مليئًأ بالناس إمنحيه بعض الوقت
    Kimse bu cismin böyle görüneceğini beklemiyordu. TED لم يكن أحدٌ يتوقع أن يكون الجرم بهذا الشكل؛
    Herhalde bunu duymayı beklemiyordu. Ben de biraz şaşırdım. Open Subtitles لم يتوقع ان يسمع ذلك وأنها جديده علي أيضا
    Madenleri kamulastirip maden sirketlerine yol verince... baska ne olmasini bekliyordu ki? Open Subtitles تأميم الثروات المعدنية و طرد شركات التعدين ماذا كان يتوقع أن يحدث؟
    Kağıdını geri alırken mükemmele yakın bir sonuç bekliyordu, ama elinde sıfır yazan kağıtla sınıfın diğer ucundan bana bakarken buna inanamadı. TED حصل على ورقته وهو يتوقع الحصول على علامة تامة، ولم أستطع أن أصدق عندما نظر إلى عبر الغرفة رافعا صفرا
    Efendim, öyle olsa bile Bay Moray kati gizlilik bekler. Open Subtitles سيدي , إذا سمحت لي السيد موراي يتوقع الحذر المطلق
    Kim olduğum, kim olmak istediğim ya da diğer insanların benden ne beklediği gibi düşüncelere takılıp kalmış değilim. TED لست عالقة في فكرة من كنت في الماضي، أو من سأكون مستقبلًا، أو ما يتوقع الناس مني أن أصبحه.
    İyi. Sadece eve bir daha gidebileceğini beklediğini düşünmüyorum. Open Subtitles انه بخير , فقط لا اعتقد انه كان يتوقع العودة الي الوطن ثانية
    İngilizleri buradan kovdu ve bu kimsenin beklemediği bir şeydi. Open Subtitles لقد أخرج البريطانيين من هنا، ولم يتوقع أحد هذا الأمر.
    Viyana'da olmanı bekleyen kimse yok, ve seni burada kimse görmedi. Open Subtitles لا أحد يتوقع أن تكون في فينا ولا أحد رآك هنا
    Evet, yıllardan sonra orada olacağım kimin aklına gelirdi. Open Subtitles نعم، من كان يتوقع بعد كل هذة السنين تمثل دور على المسرح وتصاب بالرعب.
    Lonnie Walsh'ı denemelisin. Ve o bunun için övgü de beklemez. Open Subtitles لوني والش يستطيع، والذي لن يتوقع ان يأخذ وسام مقابل ذلك
    Düğüne davet edilmeyi beklemiyormuş. Teşekkür etmek istiyor. Open Subtitles لم يتوقع أن يكون مدعوا للزفاف لذا يود أن يشكرك
    Bu sabah ilerleyen saatlerde varması beklenen Rus Başkan Yuri Suvarov'un uğrayacağı Başkan Logan'ın dinlenme yerinde güneş parlıyor fakat hava serin. Open Subtitles الشمس لامعة , ولكن الهواء لطيف عند السكن الرئاسي للرئيس لوجان هناك حيث يتوقع وصول الرئيس يوري سوفاروف مؤخراً هذا الصباح
    Çünkü bu beklenmedik olacaktır anladınız mı? Kimse ondan kendisini böyle alçaltmasını beklemeyecektir. Open Subtitles لأن ذلك سيكون غير متوقع، لا أحد يتوقع منه أن يهين نفسه إلى ذلك الحد
    Hayatımızla şans oyunları oynamayı daha ne kadar sürdürmemizi bekliyorlar? Open Subtitles كم من الوقت يتوقع منا أن نخاطر بحياتنا ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus