Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz, eğer o dosyalara bakarlarsa kesinlikle bulacakları tek şey senin parayı zimmetine geçirdiğin olur. | Open Subtitles | هذا لا يثبتُ شيئاً , والأمر الوحيد وبالطبع سيعثرون لو ألقوا نظرة على هذه الملفات بأنكَ من إختلست المال. |
Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz. | Open Subtitles | هذا لا يثبتُ شيئاً |
Bunlar bir şeyi kanıtlamaz. | Open Subtitles | هذا لا يثبتُ شيئاً |
Bu hiç kolay değil. Tarih bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | أوه ، إنه ليس بهذه السهولة والتاريخ يثبتُ ذالك |
"Bu da kesinlikle kanıtlıyor ki zıt kutuplar hakikaten birbirlerini çekiyorlarmış." | Open Subtitles | "وهذا ما يثبتُ على أنَّ الإتجاهين المختلفين يتجاذبان إلى بعضهم". |
Bunlar bir şey kanıtlamaz. | Open Subtitles | لا يثبتُ هذا شيئاً |
Bir şey kanıtlamaz. | Open Subtitles | هذا لا يثبتُ أيّ شيء. |
Yani kendi tarafımıza değil de diğer taraf aleyhinde oy veriyoruz. Unutmamalısınız ki, eğer söz konusu kişiler solcu ise "Eskiden sağcılar kötü diye düşünürdüm, şimdi Donald Trump bunu kanıtlıyor. | TED | وكلما صوتنا أكثر وأكثر ضد الجانب الآخر وليس لصالحنا، عليكم أن تضعوا في إعتباركم بأنه إذا كان الناس يساريون، فإنهم يفكرون، "حسنًا، كنتُ أعتقدُ أن الجمهوريين سيئون، لكن الآن يثبتُ دونالد ترمب ذلك. |
Bu neyi kanıtlıyor ki? | Open Subtitles | كيف يثبتُ هذا أيّ شيء؟ |