| Siz yakınları olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكونا من الأقارب. هل أنتما من أفراد العائلة؟ |
| Gerrçekten, iyi bir çift olabilirsiniz. Siz birlikte olmalısınız. Şunu yapın. | Open Subtitles | بصدق، تُشكلان زوجاً رائعاً يجب أن تكونا معاً |
| Sizler bizim küçük konuklarımız olmalısınız. | Open Subtitles | مرحباً ، ها أنت - تفضلا بالدخول - لقد قمنا بذلك - يجب أن تكونا ضيفينا الصغيرين - |
| İkinizin de başladığında orada olmanız gerekiyor. | Open Subtitles | وأنتما الإثنان يجب أن تكونا هناك عندما يبدأ. |
| Medicaid almanız için yoksulluk programında olmanız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تكونا مسجلين لتنالا البطاقة |
| Yani şu menünün kapağında siz olmalısınız, aşçı anne değil. | Open Subtitles | أعني يجب أن تكونا على غلاف هذه القائمة، و ليس "ماما جياتا". |
| Bu yapılmayacak. İkiniz çift olmalısınız. | Open Subtitles | لن يفلح الأمر، يجب أن تكونا زوجين |
| Ve bence siz ikiniz bir arada olmalısınız. | Open Subtitles | وأعتقد أنه يجب أن تكونا سوياً |
| Ama daha dikkatli olmalısınız. | Open Subtitles | لكن يجب أن تكونا أكثر حذراً |
| Cidden, siz birlikte olmalısınız. | Open Subtitles | حقا، يجب أن تكونا معا |
| Sen ve Mi-sun, yani Da-eun mutlu olmalısınız. | Open Subtitles | أنت و (مي سن) أعني (دا ايون) يجب أن تكونا سعيدين |
| Max, sanırım böyle bir şeyin tekrar olma olasılığına karşı sen ve Deke bundan sonra lab partneri olmalısınız. | Open Subtitles | (مـاكـس)، اظنّكِ (وديك) يجب أن تكونا شُركاءً بالمختبر من الآن وصاعدًا، في حالة حدوث مثل هذا مُجدّدًا. |
| Gurur duyuyor olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكونا فخورين جداً |
| İşte bu yüzden beraber olmalısınız. | Open Subtitles | هكذا يجب أن تكونا مع بعض |
| Şimdiye kadar alışılmış olmalısınız. | Open Subtitles | بحلول هذا الوقت يجب أن تكونا |
| O yüzden sizin de farklı olmanız gerekiyor. | Open Subtitles | لذا يجب أن تكونا مختلفين |