"يجب عليك ان" - Traduction Arabe en Turc

• gerek
• zorundasın
• lazım
• gerekiyor
• gerektiğini
• gerekir
• gerekecek
• gerekmez
• gerekirdi
• vermelisin
• Ona
• iyi olur
• olmalısın

Onları durumdan haberdar etmen gerek, yoksa bu işi unut... çünkü akşamları ve hafta sonları burada olman gerekiyor.
يجب عليك ان تصل معهم الى ترتيب او حتى المحاوله بالذلك تستطيع ان تبغى في المساء وفي الاجازات هنا

Belgeleri bulmamız gerek, onları yok etmekten... başka bir şansımız yok.
يجب عليك ان تجد الوثائق وتمزقها ليس لدينا اي فرص اخرى

ben abimin istediği herşeyi yaparım... ama önce bir şeyi öğrenmek zorundasın.
افعل اي شيء يريده اخي لكن يجب عليك ان تتعلم شيئا اولا

İnsanlığı ilgilendiren olayların akışı içinde... Gömleğini teslim etmen lazım!
في اثناء هذه الملحمة البشرية، يجب عليك ان تسلم قميصك

Galiba şu yoldan dönmemiz gerekiyor ama tam olarak emin değilim.
انه فوق التل على ما اعتقد يجب عليك ان تفتح الطريق

Bilmen gerektiğini düşündüm, aramızda olan şey yüzünden.
انا اعتقدت انه يجب عليك ان تعلمي بما انه انا وانتي بيينا شيء

Bir toplumun cesaretini tümüyle kırmak için büyük ölçekli bir gösteri yapmak gerekir.
انه صحيح اذا اردت تعلم شعبك أن يتبعوك يجب عليك ان تنظر بمنظورهم

Fakat onunla fotoğraf çekmek için karşınızdakinden 25 cm mesafede olmanız gerek.
لكن بتلك العدسات, كان يجب عليك ان تكون على مسافة عشرة بوصات من الشخص.

Demek istediğim, konuşmak için tarafsız olmanıza gerek yok.
نقطتي هي انه لا يجب عليك ان تكون محايدا للتحدث

Beyefendi, benim için endişelenmenize gerek yok.
ايها الشاب , لا يجب عليك ان تشغل بالك بى

Buna saygı göstermek gerek.
وهذا اكثر من ما لديك وهنا يجب عليك ان تحترم هذا

Tamam, Jer. Daha aşağıya inmek riskli olur. Buradan atlaman gerek.
حسنا , جير , من الخطر أن أنزل أكثر يجب عليك ان تقفز من هنا

Pantolon da giymek zorundasın, ahbap. - Hayır. Yasalar falan var sanırım.
يجب عليك ان تلبس بنطال ايضًا يا صديقي اظن ان هنالك قانون حول ذلك ايضا

Yeni ve çok tuhaf bir dünyada yaşamayı öğrenmek zorundasın.
يجب عليك ان تتعلم لكي تعيش في عالم جديد غريب جدا

Jerry, onu gidip görmen lazım. O çok harika.
جيري يجب عليك ان تاتي لرؤيته انه رائعٌ جدا

Sen ne yapmak lazım yapmak gitmek, ve biz yapmamız gereken ne yapacağız.
أنت محقة ، أنت اذهب و افعل ما يجب عليك ان تفعله و نحن سنفعل ما يجب علينا ان نفعله

Geri çekilip seçenekleri tartman ve akıllı bir karar vermen gerekiyor.
لا يجب عليك ان ترجع للوراء وتزن الاختيارات لتصل للاختيار المحسوب.

Karım onun için çalışman gerektiğini söylüyor.
زوجتي تظن انه يجب عليك ان تعمل من أجلها ماذا تقول ؟

Doktora bir şilin ödeyemiyorsanız, hiç hasta olmamanız gerekir.
لو لم يكن باستطاعتك ان تعرضى على الطبيب شلنا اذن, فلا يجب عليك ان تمرضى

Eğer yaşamak istiyorsan bundan çok daha fazlasını söylemen gerekecek.
تريدأن تعيش, اذن يجب عليك ان تخبرنى أكثر من ذلك

Arka tarafında bir tulumba vardır, yani su için endişelenmeniz gerekmez.
توجد مضخه في الخلف, لا يجب عليك ان تقلق حول الماء

Tahtanın üzerinde en az bir hafta yatman gerekirdi.
يجب عليك ان تنامي على لوح خشبي لمده اسبوع على الاقل

Öyle Ross. Kendine değer vermelisin.
لقد نضجت فعلا يا روس يجب عليك ان تعطي نفسك نقاطا على ذلك

Onu anlamalı ve Ona göre kullanmalısın bir eş gibi.
يجب عليك ان تتفهمي ذلك جيدًا تمامًا كما انه زوجك

Bir süre bizim oralarda pek dolanmasan iyi olur çünkü senin arabanı tanıyorlar.
شيء اخر. يجب عليك ان لا تذهبي لجهتي في المدينة لفترة من الوقت.

Her an tetikte olmalısın ve ilk olarak, First Base'e ulaşmalısın.
يجب عليك ان تكون مستعد لكي تهرب يجب عليك ان تجعلها القاعدة الأولى