| Yapmak istediğin şey işe yaramayacak. | Open Subtitles | مهما كان ما تحاول انتزاعه، لن يجدي الأمر. |
| İşe yaramazsa, garsonluk yapacaksın. | Open Subtitles | إذا لم يجدي الأمر يجب عليك إنتضار الجداول |
| Önünde muhteşem bir şey varken üç gün beklemek işe yaramaz. | Open Subtitles | و تعرفين أنه عندما يكون هناك شيء رائع, أمامكِ تماماً, و تنتظري ثلاث أيام أو إسبوع, و لم يجدي الأمر |
| İşe yaramayacak. Bizi duyacak ve üstümüze çullanacak. | Open Subtitles | لن يجدي الأمر سيسمعنا ويكيد لنا. |
| Hava geçirmeyen bir şişe olmazsa işe yaramaz. | Open Subtitles | لنْ يجدي الأمر نفعاً مالم يكن الغطاء محكماً |
| Üzgünüm,her zaman işe yaramıyor. | Open Subtitles | بعض الأحيان لا يجدي الأمر نفعاً |
| - Biz hallediyorduk. - İşe yaramıyordu. | Open Subtitles | وكنا نماطلهم - ولكن لم يجدي الأمر نفعًا - |
| Milyar dolarlar harcadınız ama işe yaramadı. | Open Subtitles | إنّك أنفقت البلايين ولن يجدي الأمر معك |
| Telefonu açıksa işe yarar. | Open Subtitles | يجدي الأمر في حالة كان هاتفها متاح فحسب |
| Belki de bir işe yaramaz. | Open Subtitles | ربما لا يجدي الأمر |
| Her şeyi okudum tamam mı? İşe yaramıyor. | Open Subtitles | لم يجدي الأمر نفعاً |
| Bu zamana kadar işe yaramadıysa,.. | Open Subtitles | إذا لم يجدي الأمر حتى الآن |
| İşe yaramamış. Benden nefret ediyorlar. | Open Subtitles | لم يجدي الأمر ، إنهم يكرهوني |
| Bunlar işe yaramayacak. | Open Subtitles | لن يجدي الأمر نفعًا |