İleride, şu güne bakıp güleceğiz ama bu seferki sayılmaz. | Open Subtitles | سوف ننظر ونتذكر ما قمنا به لكنه لا يحتسب الان |
Yani yakın zamanda. Bebekken olan sayılmaz. | Open Subtitles | أعني منذ فترة قريبة، فما حدث في صغرك لا يحتسب |
Gözünü kırptın. Gözünü kırparsan sayılmaz. | Open Subtitles | لقد حركت عينك ، لا يحتسب الإعتذار إن حركت عيناك |
Yanlış anlama ama, bu yaptık sayılır çünkü ben hazırdım. | Open Subtitles | لاتفهمني خطأ هذا مازال يحتسب لأنني مستعدة وقادرة على ذلك |
"0, bomba"daki rolüm sayılır mı? | Open Subtitles | هل يحتسب دور البطولة في فيلمي هي القنبلة؟ |
Ama çarpı 30 olmaz, Pazarlar sayılmıyor. | Open Subtitles | لكن لا نضرب في 30 لأنّ يوم الأحد لا يحتسب |
Evet ama sadece amlar sayılıyor. | Open Subtitles | أجل, حسناً, فقط اللعب فيه يحتسب في اللعبه |
Yaşlandığımızda çektiğimiz sıkıntı pek sayılmaz sanırım. | Open Subtitles | ومايجب علينا مواجهته الأن, عندما كبرنا. بالكاد يحتسب على ماأعتقد. |
- Kusura bakma dostum. Bu sayılmaz. - Çünkü videosunu çekmeliyiz. | Open Subtitles | آسف يا صديقى ولكن هذا لا يحتسب ولكننا سنشاهده بالفيديو |
Bu spordan sayılmaz ama çaktırma. | Open Subtitles | و هذا شيء لا يحتسب رياضيا و لكن لا تقل لها انني قلت ذلك |
Soğan keserken ağlayabiliyorum ancak bu sayılmaz. | Open Subtitles | أبكي عندما أقطّع البصل ولكن ذلك لا يحتسب |
Faşistler yakalasaydı da ölecekti. sayılmaz. | Open Subtitles | إذا كان الموت محتماً بأية حال فهذا لا يحتسب |
Orada bulunmak zorundaysan, bu sayılmaz. | Open Subtitles | هذا لا يحتسب لا يحتسب إذا كان لا بد من وجودك هناك |
...hamilelikten kaçmanın en güzel yolu ...ama o sayılmaz | Open Subtitles | كانت افضل طريقة لتجنب الحمل لكن ذلك لا يحتسب |
Oh, hiç de adilce değil. Google'ı kullandıysan sayılmaz. | Open Subtitles | ليس عدلاً لا يحتسب الأمر لو تستعملين محرك جوجل |
sayılır mı bilmem ama insanlarla ilgili sayıları unutmam. | Open Subtitles | لا اعرف ان كان هذا يحتسب ولكن لا انسى ابدا ارقام الناس |
Biri zenciymiş, o iki sayılır. | Open Subtitles | حسناً، لقد كان أحدهم شاباً أسوداً لذا يحتسب باثنين |
Ama yine de sayılır. Esas güç bir ömür boyu sürer. | Open Subtitles | لكن ما زال هذا يحتسب القوة الجوهرية تدوم مدى الحياة |
Dün gece bayılmıştım, o da sayılır. | Open Subtitles | كنت فاقدة الوعي الليلة الماضي ذلك يحتسب نوم |
Buraya kadar getirdim. Bu hiç sayılmıyor mu? | Open Subtitles | لقد أحضرت هذا لك ألا يحتسب هذا مقابل شيئ |
Hayır anne, bu vuruş sayılıyor. | Open Subtitles | كلا يا أمي، هذا يحتسب هدف. |
İyi niyetin önemi yok. Kalbinden geçenlerin önemi yok. | Open Subtitles | النوايا الجيدة لا تحتسب ما بالقلب لا يحتسب |
Niye sayılmasın ki? | Open Subtitles | ولمــاذا لا يحتسب ذلك؟ |
Kendi uçağınla yere çakılmanın savaştan sayılmadığını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أن تحطم طائرتك لا يحتسب ضمن أي معارك |
Ama o bunu sayılmayacağını söyledi yani bu biraz komik. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك بدأت بإخبار الجميع بأنّهذالا يحتسب,لذا ... هذا مضحك نوعاً ما |