parti parti sürttüğü halde nasıl bu kadar iyi çizebiliyor bu çocuk? | Open Subtitles | كيف يمكن لذلك الوغد ان يرسم جيدا و هو يحتفل طيلة الليل؟ |
Herkes zengin çocuğun kaza yapan kadar yatta arkadaşlarıyla parti verdiğini biliyor. | Open Subtitles | يعرف الجميع أنّك ذلك الغني الذي كان يحتفل على يخته مع أصدقائه قبل أن يغرق. |
Aptal herif elini kolunu sallaya sallaya evde kutlama sevişmesi yapacağını sanmış. | Open Subtitles | الابله كان يضن انه في المنزل حر كان يريد ان يحتفل بالمضاجعه |
Dinle beni,küçük köle. Einar salonda ölümünü kutluyor! | Open Subtitles | اسمعني جيدا ايها العبد ,انا اينر بالقاعه يحتفل بموتك |
Yerel halk geceleri, yılın her gününü büyük bir coşkuyla kutlar ve milyonlarca yıldızı görebileceğin bir gökyüzünün altında şarkı söyler. | Open Subtitles | وفي الليل يحتفل السكان بعيد انتهاء اليوم مع محصول البحر ويغنون الاغاني الشعبية |
Dünya, insanlar ve mutantlar arasındaki barışın 10. yılını kutluyordu. | Open Subtitles | العالم يحتفل بمرور 10 سنوات من السلام بين البشر والمتحولين |
Yani bu yapı aslında, geri dönüşüm ünitesinden çıkan ve tekrar filtreden geçmek için sazlığa giden suyu kutlamak amaçlı istendi. | TED | فهذا المبنى حقيقة يحتفل بالمياة فور خروجها من حقل إعادة التدوير ودخولها في مجموعة القصب بحيث يتم ترشيحها للمرة الأخيرة |
Eminim, bir yerlerde parti veriyordur. Hayatını yaşıyordur. | Open Subtitles | متأكدة أنه يحتفل في مكان ما مستمتعًا بحياته |
Gerçek bir adam içecek alabilir hala parti yapabilir, o adam değildi. | Open Subtitles | الرجل الحقيقي يمكنه الشرب يستطيع أن يحتفل .. لم يكن رجلاً |
Belki büyük şişko yatırımcılar için bir parti düzenliyordu ve sende onun için telekızlar ayarladın. | Open Subtitles | ربما كان يحتفل لأجل حيتان مستثمرة كبيرة وربما قمت بتزويده بفتيات من الدرجة الأولى |
O kadar iyi ki, Tammy'le kutlama yapmak için şehirde kaldı hatta. | Open Subtitles | على خير ما يرام، في الواقع، إنّه في البلدة يحتفل مع تامي. |
kutlama yapmıyorsa buradadır. Dün gece birini öldürdü. | Open Subtitles | ما لم يكن بالخارج يحتفل في مكان ما لقد قتل رجلا ليلة أمس |
Hamidullah bu gece onun adına bir kutlama düzenliyor, morali bozulmasın. | Open Subtitles | من المحتمل أن حميدالله يحتفل الليله وسيتضايق للخبر |
Brewster, beyzbol atıcısı... ..bugün erken saatlerde ,vergiden muaf 30 milyon dolar miras aldıve hala kutluyor.. | Open Subtitles | لاعب بيسبول صغير , في هذا اليوم ورث 30 مليون وهو يحتفل بذلك |
Okulun tartışmasız kralı oluşunu kutluyor. | Open Subtitles | انه يحتفل بعهده الجديد , مَلك بلا منازع في المدرسة. |
Bir Doğu Almanyalı yaş gününü kutluyor. | Open Subtitles | إنـه ألمانـيّ شـرقـيّ يحتفل بعـيد ميــلاده |
Fısıh Bayramı Yahudilerin kölelikten özgürlüğe yolculuklarını kutlar. | Open Subtitles | عيد الفصح هـو عيد يحتفل بـه اليهود بتحررهـم من العبوديـة |
Ben anne olmuştum ve o 77. doğumgününü kutluyordu, birden çok ama çok korktum. | TED | فقد كبرت وغدوت أُماً وكان هو يحتفل بعيد ميلاده ال77 وفجأة هلعت .. |
Sonra, ticarilesmeyecegini düsündügün için Noel'i Eylül'de kutlamak. | Open Subtitles | إنكِ كمن يحتفل بعيد .. الميلادفي أحدأيامأيلول. لكن عندما ستدركين ذلك سيكون قد فات الأوان |
Ama komşular çocuğun bugün doğum gününü kutladığını söylüyorlar. | Open Subtitles | لكن الجيران قالو إن إبنها كان يحتفل بعيد ميلاده الليلة |
Yüzüncü yaşını kutlayan birine elbette gönderecekler. | Open Subtitles | بالطبع سيفعلون عندما يحتفل شخص بعيد ميلاده الـ 100 |
Hayatımda, kutlamaya değecek büyük, heyecan verici olaylar olmadı. | Open Subtitles | لم احصل على مناسبات كبيرة في حياتي تستحق ان يحتفل بها. |
Gelecek ay 10. yaş gününü kutlayacak olan çocuk, annesinin gözetiminde. | Open Subtitles | الولد، الذي يحتفل بعيد ميلاده العاشر الشهر القادم، تحت عناية أمّه. |
Hangi tarihi olaylar kutlanıyor? | TED | ماهي التواريخ التي يحتفل بها؟ |
Gökyüzünde havai fişekler patlarken babam anneme bakıp şaka yollu demiş ki, "Bak habibti, Amerikalılar senin gelişini kutluyorlar." | TED | وحين انفجرت الألعاب النارية وراء الأفق، نظر أبي إلى أمي مازحًا وقال: "انظري حبيبتي! يحتفل الأمريكيون بقدومك." |
Başka insanların da kutladığı diğer bayram günleri gibi değildir. | Open Subtitles | إنه ليس مثل الأعياد الأخرى حيث يحتفل كل الناس |
Sonraki yemeğimin ne olacağını bilmemeyi, sadece partilere gidip gruplarla tanışmak isteyen bir adamla evli olmaya ve içip kendimden geçmeye karşı tercih ederdim. | Open Subtitles | أفضل أن أقلق حول تحصيل وجبة غذاء بدلاً من الوقوع في غيبوبة من جراء السكر وبدلاً من أن أتزوج برجل لا يهمه سوى أن يحتفل ويلتقي بأصحابه |