Kamusal alanlarda konuşurken etrafında hep... koruma ve polisler oluyor. | Open Subtitles | رجال الأمن و الشرطه يحيطون به دائما في المناسبات الرسمية |
etrafında tam 20 adam var, ve buna özel görüşme diyor. | Open Subtitles | عشرون رجلاً يحيطون به و يسمى هذا لقاء خاص ؟ |
Kaleyi kuşatıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحيطون بالقلعة ويحاصرونها أنت تعرف؟ |
- hakkında konuşulan-- - bu amerika bankasını kuşatıyorlar. | Open Subtitles | - أتحدث عن-- انهم يحيطون بمصرف أمريكا. |
ayrıca etrafımı kuşatan ...bu şeylerden uzak olmak iyi olacak. | Open Subtitles | ولكي أشعر أني سواء مع أولئك الذين يحيطون بي |
Dengemi kaybedip yere düştüm ve Etrafımda dört silahlı adamın olduğunu gördüm. | TED | ففقدت توازني وسقطت على الأرض، لأجد 4 رجال مسلحين يحيطون بي. |
Ama etrafındaki bu adamların, senin zayıflığından kazanacağı çok şey var. | Open Subtitles | لكن اولئك الذين يحيطون به سيكسبون لو أنك سقطت |
Kalabalık sokağın ortasında ve silahlı adamlar bekliyor Etrafta. | Open Subtitles | الحشود في منتصف الشارع والمسلحون واقفون يحيطون بهم |
Uçağın etrafında kaç koruma var gördün mü? | Open Subtitles | كم تعتقد عدد الحراس الذين يحيطون بالطائرة؟ |
Hepimizin etrafında belirebilirler ve bunu bilemeyiz. | Open Subtitles | قد يحيطون بنا في كل مكان دون أن نعلم ذلك حتى |
Bak, bence insanlar etrafında başka insanları sevildiklerini hissetmek için bulunduruyorlar. | Open Subtitles | إستمعي، أظنُ الناس يحيطون أنفسهم بأناس آخرين ليشعروا بالحب. أما أنا لا أؤمن بذلك |
Raj, hayır, bu bir tuzak! Etrafımızı kuşatıyorlar! | Open Subtitles | راج، فخ، إنهم يحيطون بنا |
Bothos, bizi kuşatıyorlar. Batı duvarına. | Open Subtitles | (بوثوس)، إنهم يحيطون بنا، الجدار الغربي! |
Şehri kuşatıyorlar! | Open Subtitles | انهم يحيطون البلدة |
Sadık erkekler, tıpkı sizin etrafımı çevrelediğiniz gibi onun da etrafını çevreliyorlar ve güneş en tepede olmasına rağmen soylu ölü bedenine yedi gölge düşürüyor. | Open Subtitles | والرجال المخلصون يحيطون به كما تفعلون معي وعلى الرغم من الشمس الساطعة فإنهم يرمون بسبعة ظلال على جسده النبيل المسجى |
Hayır, dinle, etrafımı sarmışlardı. | Open Subtitles | ماذا؟ كلا, أنصت, كانوا يحيطون بي لم أستطع ان أراك |
Etrafımda sevecen dostlarım var. | Open Subtitles | {\c996600\3cHFFFFFF}.لدي أصدقاء حنونين يحيطون بي |
Etrafımda olan insanlara ne olduğuna baksana | Open Subtitles | أنظر ماذا يحدث لمن يحيطون بي. |
Bazı insanlar vardır, etrafındaki insanların hayatına ışık olurlar ve insanlar, tıpkı güvenin ateşe gitmesi gibi o kişiye kapılırlar. | Open Subtitles | هنالك أناسٌ يضيئون حياة الأشخاص الذين يحيطون بهم والأشخاص ينجذبون إليهم |
Bireylere odaklanmak yerine, onların etrafındaki çevrelere odaklanmalıyız, çünkü geride kalanlar onlar: seçmenler, vergi ödeyenler, bu kayıptan zarar görenler. | TED | بدلًا من التركيز على الأفراد، علينا أن نركز على من يحيطون بهم، لأن هؤلاء هم مَنْ يُتركون خلفهم: الناخبين ودافعي الضرائب، والذين يعانون ذلك الفقدان. |
Etrafta ne kada insan olursa olsun, tek başıma olacağım. | Open Subtitles | لا يهم عدد الناس الذين يحيطون بك ولكنني وحيد |
Asla kaçamazsın. Adamlarım binayı kuşatıyor. | Open Subtitles | لن تهرب بفعلتك ابدا رجالى يحيطون بالمكان |