Kapıdan içeri girene kadar bekleyin, sonra uçurun onları. | Open Subtitles | انتظروا حتى يدخلوا من الباب وبعد ذلك اقتلوهم |
Yörüngeye girmelerini bekleyeceğim, sistemlerimi çalıştıracağım Dart hangarı kapısından içeri gireceğim ve bombayı geminin içine götüreceğim. | Open Subtitles | سأنتظرهم حتى يدخلوا المدار ثم سأشغل كل الأنظمة سأشق طريقي خلال بوابة مرفأ السهام وأطلق القنبلة داخلهم |
Çevrem onu girip öldürmek isteyenlere çevrili. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق ذلك، أنا محاط بأناس يريدوا أن يدخلوا هناك وقتله. |
Eski Din zamanında, rahipler, ruhlar alemine girmeden önce yıllarca eğitim görürlerdi. | Open Subtitles | في عصر الديانات القديمة، تدرّب الكهنة لسنواتٍ قبل أن يدخلوا إلى عالمِ الأرواح. |
Geminin bütün sistemlerinin kontrolünü bize aktarın biz de onları içeri alalım. | Open Subtitles | انقلوا كل السيطرة على السفينة إلينا حينها سوف ندعهم يدخلوا |
İçeri girmelerini istemiyorsan daha iyi bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | كلا، لا تريدينهم أن يدخلوا من الأفضل أن نفعل شيئاً |
Dışarıda kim varsa onlara söyle bomba ekibi olmadan içeri girmesinler. | Open Subtitles | قولي لكل من بالخارج ألا يدخلوا بدون فرقة تفكيك القنابل |
Giriş kapısıyla otobüs arasında dokuz merdiven var. Yani onlar içeri girmeden 45 saniyemiz var demektir. | Open Subtitles | هناك 9 خطوات بين الحافلة والباب الأمامي وهذا يعني اننا نملك 45 دقيقة قبل أن يدخلوا |
Yani büyük bir tehlike olmadıkça içeri girmezler. | Open Subtitles | لذا فما لم يكن هناك تهديد أو خطر محدق فلن يدخلوا. |
Bu propo yayındayken bizim kafilenin girip çıkmasına zaman yaratacak. | Open Subtitles | طالما يستمر بثنا، يمكن لفريقنا أن يدخلوا ويخرجوا بدون أن يكشفوا |
Böyle bir geçit, çocuklar birbirlerinin bahçelerine girip çıksın oyun oynasın diye yapılır. Yetişkinler için yapılmaz. | Open Subtitles | إنها للأطفال لكيّ يدخلوا حدائق بعضهما البعض ويخرجوا، ليسَ للراشدين. |
Tek söylediğim depoya girmeden önce adamlarını geri çek bence. | Open Subtitles | انظر كل ما أقوله هو أنك تحتاج لسحب الجميع قبل أن يدخلوا إلى ذلك المستودع |
Cesetleri binaya girene kadar atmaya devam edecekler, planları bu. | Open Subtitles | إنه تكتيكهم سوف يرمون الجثث على هذا المبنى حتى يدخلوا |
Bankaya girmek için sonsuza dek bekleyebilirlerdi. | Open Subtitles | سينتظرون للأبد قبل ان يدخلوا هذا البنك |
Takım olarak çalışıyorlar, zayıf bir an bulup içeriye girmeyi düşünüyorlar. | Open Subtitles | انهم يعملون كفريق. يبحثون عن نقطة ضعف, عن ثغره لكى يدخلوا منها |
Kurtarma ekibini yollayın, gemiye girsinler ve navigasyon kontrolünü tamir etsinler. | Open Subtitles | أستدعى فريق الإنقاذ وأخبرهم بأن يدخلوا للناقلة ويعيدوا السيطرة على الملاحة |
İnsan öğrencilerin Sektöre girmesine ilk defa izin verilecek. | Open Subtitles | هذه الفرصة الأولى لتلاميذ البشر بأن يدخلوا القطاع |
Ön kapıdan girmeyecek kadar zekiler. Bu sadece bir tahmin. | Open Subtitles | إنهم أذكياء للغاية كي يدخلوا من الباب الأمامي. |
Bu köye hiç girmediler ama etraftaki köyleri yok ettiler. | Open Subtitles | لا، لم يدخلوا القرية أبداً ولكنهم دمروا جميع القرى التى تحيطنا |
İçeri giremezler. Bu mümkün değil. | Open Subtitles | لا يمكنهم أن يدخلوا, هذا مستحيل |
Girmemeleri için Tanrı'ya ve Kutsal Ana'ya dua ediyorum! | Open Subtitles | أصلي للرب وأمّنا المقدسة ألا يدخلوا. |
Ne olursa olsun, kapıyı geçmemeliler. Şehre girmemeliler. | Open Subtitles | مهما حدث لا يجب أن يعبروا البوابات أو يدخلوا المدينة. |
Yerleştirme sınavına girecekler, geçecekler ama yine de giremeyecekler çünkü boşta yer olmayacak. | TED | سيخضعون لاختبار تحديد المستوى و يجتازونه و لكنهم لن يدخلوا الجامعة لعدم توفر أماكن شاغرة. |