Şimdi, bu trajedinin devam etmesine izin vermeyecek yeni, güçlü bir şansölye seçilecek. | Open Subtitles | و الآن هم سينتخبون مستشاراً جديداً. مستشاراً قوياً. مستشاراً لن يدع مأساتنا تستمر. |
Bir prens korkabilir, ama korkunun onu durdurmasına izin veremez. | Open Subtitles | الأمير ممكن أن يخاف، لكنه لا يدع الخوف يسيطر عليه |
Ona karşı olan duygularımı öğrenirse, yok olmalarına izin vermez. | Open Subtitles | ,لو عرف حقيقة مشاعري تجاهه .لن يدع هذه المشاعر لتذهب |
Fakat bir talipli, edilen yeminin yoluna çıkmasına müsaade etmeyecektir. | Open Subtitles | ولكن واحد من معجبيها لن يدع نذرِها بالعفاف يعوق طريقه... |
Verdiği tepkinin şekline bakarak, karısıyla konuştuğunu, ona nazik olmasını ve kızları rahat bırakmasını söylediğini çıkarabiliriz. | Open Subtitles | والذى تظاهر كأنه من زوجته تطلب منه ان يكون كريما و ان يدع الفتاتين تمران من ارضه |
Birkaç uzvunu yitirmesinin ABD senatörü olmasını engellemesine izin vermedi. | Open Subtitles | نعم,لم يدع كونه مبتور اليد من أن يصبح سيناتور أمريكا |
Saçmalama Linda. Kardeşim büyülü bir kabarcığın seni tekrar görmesini engellemesine izin vermez. | Open Subtitles | أخي لن يدع شيئًا كهذه الفقاعة السحرية تحول بينه وبين رؤيتك مرة أخرى |
Karanlık geçmişinin onun olmak istediği adamı tanımlamasına izin vermeyen adam. | Open Subtitles | الرجل الذى لا يدع ماضيه المُظلم أن يكوّن الشخص الذى يريده |
Steno asla, eski metinlerin, Aristo metafiziğinin ya da Descart çıkarımlarının deneye dayalı kanıtlara hükmetmesine izin vermedi. | TED | لم يدع ستينو النصوص القديمة، ميتافيزيقيا أرسطو، أو استنباطات ديكارت تنقض الأدلة التجريبية. |
Fakat çok kibar bir köpekti ve kedinin her zaman kendi yerine uyumasına izin verirdi. | TED | وكلنه على ما يبدو كان كلباً لطيفاً جداً فقد كان يدع دوما القطة في المنزل تنام في فراشه |
Bana öfkeyle bakarak, kimsenin oraya girmesine izin vermediğini söyledi. | Open Subtitles | سألته لو يمكنني زياره معمله نظرا لي محملقا و قال أنه لن يدع أي شخص يذهب لهناك |
Size bu kadar mucize gösteren bir tanrı işini tamamlamadan Musa'nın ölmesine izin verir mi? | Open Subtitles | أيمكن لله الذى أراكم مثل هذه المعجزات أن يدع موسى يموت قبل أن يُتم رسالته ؟ |
Size bu kadar mucize gösteren bir Tanrı işini tamamlamadan Musa'nın ölmesine izin verir mi? | Open Subtitles | أيمكن لله الذى أراكم مثل هذه المعجزات أن يدع موسى يموت قبل أن يُتم رسالته ؟ |
Oğlum insanların gitmesine izin verir, onları serbest bırakırdı çünkü ona karşı tavırları yeterince... | Open Subtitles | مرة بعد مرة ،كان يدع الناس يذهبون لقد قام بعزلهم لأن سلوكهم تجاهه لم يكن |
Silahla gezen bir adam kendisine hakaret edilmesine neden izin verir? Çok garip. | Open Subtitles | لم يدع رجل ما نفسه يتمشى و معه مسدس و يترك نفسه للاهانة هكذا |
Bir şirket sanatçısının ucuza çalışmasına niye müsaade etsin ki? | Open Subtitles | لماذا مدير اعمال يدع فنانينه يعملون برخيص |
İhtiyacın olan, adı Shakey olan bir barmene sert bir likör siparişi vermek ve ona şişeyi masada bırakmasını söylemek. | Open Subtitles | من ساقي أسمه شيكي و أخبريه أن يدع القنينة معك |
Pedro García vuruşmadan bırakmaz. | Open Subtitles | بيدرو غارسيا لن يدع الأمر يمر بدون قتال |
Olayı kavrayışım o kadar büyüktü ki akla yer bırakmadı. | Open Subtitles | هنا أتى إدراك هائل للغاية، لم يدع مجالاً للتعقل |
Dunya'yı hiç mi rahat bırakmayacak, burada bile? | Open Subtitles | هل من الممكن أن لا يدع دونيا مرتاحة هنا أيضا؟ |
Savcılığın bu davayı kazanmak için makul bir şüphenin ötesinde suçluluğunu kanıtlaması gerekli. | Open Subtitles | أن أفـوز بهـذه القضيـة النيابـة العامـة عليـها أن تثبـت تهمتـك بشيء لا يدع مجالاً للشـك |
Ama tasarım açısından, kendi yokluğunda rakibini karşıIık vermeyecek bir konumda bırakıyor. | Open Subtitles | ولكن في تصميمه, عندما يخطأ يدع خصمه في موقع يمنعه من رد الضربة |
Geriye bir tek "Bayan Poker Makinası" nın 15 doları kaldı sanırım. | Open Subtitles | حسنا هذا يدع آلة جرين للبوكر التي تدين ب15 |