"يدّعي" - Traduction Arabe en Turc

    • iddia ediyor
        
    • söylüyor
        
    • söyleyen
        
    • söylediği
        
    • iddia eden
        
    • numarası
        
    • iddiasına
        
    • iddiası
        
    • iddia etti
        
    • olduğunu iddia
        
    • rolü
        
    • davranıyor
        
    • iddia ettiği
        
    Parayı bir basketbol programı veya günlük bakım merkezi için topladığını iddia ediyor. Open Subtitles هو يدّعي جمع المال لصالح برنامج كرة سلّة الخيري أو مركز حضانة للأطفال
    Henüz değil. Asker yumurtalarını öldürdüğüne dair hiçbir şey hatırlamadığını iddia ediyor. Open Subtitles ليس بعد، فهو يدّعي عدمَ تذّكر أيّ شيء عن قتلِ بيوض الجنود.
    Doğuda işlenen birkaç cinayete sizi bağlayan delilleri olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles يدّعي بأنّه يمتلك دليلًا يربطكَ بجرائمِ قتلٍ حينما كُنتَ في الشَّرقِ.
    Kita-kun bir şey yapmadığı halde ona birden vurduğunu söylüyor. Open Subtitles يدّعي كيتا-كن بأنه لم يفعل أي شيءٍ يستدعي ضربك له،
    Her seferinde bize, bunu yapmadığını söyleyen kişileri getirip duramazlar. Open Subtitles ليس بإمكاننا أن نجلب كلّ من يدّعي ببطلان الدّعوى ضدّه.
    Fakat hiçbirşey gözüktüğü gibi değil. Kimse söylediği kişi değil. Open Subtitles لكن لا شيء كما يبدو عليه، لا أحد كما يدّعي.
    Yetişkin birinin yiyeceği yemeği çocuk yiyecekmiş gibi dilimleyen... ve doktor olduğunu iddia eden birinin Trent'i ziyaret ettiğini de biliyoruz. Open Subtitles ونعرف أيضا أن ترنت كان يزوره وبشكل شبه حصري رجل يدّعي أنه طبيب, رجل أنا أعتقد بأنه قطع طعام رجل راشد
    Fakat... bu çakal senin daha önceden evli olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles ذلك الحقير يدّعي أنّ لديه ما يثبت أنّكِ ارتبطتِ من قبل
    Fakat... bu çakal senin daha önceden evli olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles ذلك الحقير يدّعي أنّ لديه ما يثبت أنّكِ ارتبطتِ من قبل
    UNESCO'nun bir çalışması temel alınarak yapıldığını iddia ediyor. TED وهو يدّعي بأنها أجريت بناءً على دراسة أجرتها اليونيسكو.
    bu basit portal içinde tüm dünyanın bilgisini ulaşabilir kılacağını iddia ediyor. TED الذي، ومن خلال هذه البوابة البسيطة يدّعي أنه يُمّكن من الوصول إلى كل المعلومات في العالم.
    Onu evine kadar takip ettiğini ve ona saldırdığını iddia ediyor. Open Subtitles يدّعي بأنك لاحقته إلى منزله وبدأت تضايقه.
    Gizli hayranımmış. Kalbimin sırlarını bildiğini iddia ediyor. Open Subtitles نعم، معجبي السري الذي يدّعي المعرفة ألغاز قلبي.
    Ben de çok isterdim. Ama bir terörist saldırısıyla ilgili bilgisi olduğunu söylüyor. Yani oturup bekliyoruz. Open Subtitles أودّ ذلك، لكنّه يدّعي أنّ لديه معلومات عن هجوم إرهابي، لذا نحن جالسون هنا.
    Faili yakaladığımızı söylüyor. Open Subtitles القضية مازالت مفتوحة. إنّه يدّعي أنّنا عثرنا على رجلنا.
    Peruk koparmak için ciddi bir hastalığı olduğunu söyleyen birinin hayata bakış açısı olduğunu mu düşünüyor? Open Subtitles هي تعتقد أن شخصاً يدّعي المرض، حتى يحصل على شعر مصطنع هو شخص لديه رؤيا؟
    Teddy, çevirmeyi icat ettiğini söyleyen adam bu. Open Subtitles تيدي، هذا هو الرجل الذي يدّعي أنه اخترع الدوران.
    söylediği kişi olmadığını kesin olarak öğrenene dek ona nezaketle davranacağız. Open Subtitles إلى أن نتأكد أنه ليس من يدّعي سنعامله باحترام
    Aynı şeyin yalan detektörü olduğunu iddia eden biri için de söylenebileceğine eminim. Open Subtitles ولكني متأكداً أنه يمكن قول الشيء نفسه بالنسبة لشخص يدّعي أنه كاشف للكذب
    - Sen orada oturuyorsun, ben burada ikimiz de hiçbir şey olmamış numarası yapıyoruz. Open Subtitles انتِ جالسة هناك, انا جالسٌ هنا, كِلانا يدّعي أن لا شيء حدث.
    İddiasına göre kız eve saat 1'de gelmiş ve adam da evden hiç çıkmamış. Open Subtitles يدّعي أنّها عادت للبيت في الـ 01: 00، وأنّه لم يغادر الشقة مرّة أخرى
    Ben söylemiyorum ama avukatının iddiası bu şekilde. Open Subtitles لا أقول هذا، لكن محاميه يدّعي هذا
    Geçen gün gelip yürütmekte olduğumuz... bir ilaç deneyinin parçası olduğunu iddia etti. Open Subtitles لقد أتى منذ بضعة أيام يدّعي أنه مشترك في دراسة طبية نقوم بها
    Aslında şu anda bile, iri bir Latin girip kızgın koca rolü yapabilir. Open Subtitles في الحقيقة خلال أي لحظة من الآن سيقتحم المكان رجل لاتيني ضخم يدّعي أنه زوجٌ غاضب
    Gruptan biriymiş gibi davranıyor. Öldürdüğü birinin yerine geçmiş. Open Subtitles هو يدّعي لأن يكون عضو مجموعتنا تنكّر نفسه كما يدور هو يقتل.
    Bu adam, BJ'in rüyasında gördüğünü iddia ettiği adam. Open Subtitles هذا الرجل يدّعي بي جي أن رأى في حلمها. هاري كوكيلي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus