"يرافقني" - Traduction Arabe en Turc

• eşlik
• yanımda

Şerif'in de yanımda olmasını ve kamptan çıkana dek... bana eşlik etmesini istiyorum.
أرغب في أن يكون العمدة حاضراً أثناء توقيعي وأن يرافقني من المعسكر

Ayrıca, bana eşlik edecek birine ihtiyacım var.
بالإضافة إلى,أنني بحاجة إلى من يرافقني في المدرجات

Bana eşlik edecek koca bir kutu ürkütücü balık yemim var.
لدي صندوق كامل مليء بالطعم الغريب لكي يرافقني

Bunu bildiğin halde, hala bana eşlik ediyorsun nereye gidersem benimle geliyorsun.
أنت تعرف هذا، بعد كنت تصر على يرافقني تقريبا في كل مكان أذهب.

Warlow, Vali Burrell'in araştırma tesisine kadar bana eşlik edecek.
وورلو سوف يرافقني الى مركز بحوث المحافظ باريل

140 kiloluk dev bir asker bana eşlik ediyordu.
جندي بحرية كالغوريلا يزن 300 رطل كان يرافقني

Polis memurlarından bana eve kadar eşlik etmelerini istedim, ve beni götürecek, genç Kevin costner tipinde birini bulmak biraz zaman aldı.
لقد طلبت من شرطي أن يرافقني إلى العمل وأخذ قليلا من الوقت حتى يجد لي شاب صغير من نوع كيفين كوسنر

Charles oğlumun bana annemin olduğu sınır şehri olan Selkirk'e kadar eşlik etmesine izin vereceğini biliyorum.
.اعرف ان تشارلز سيسمح لأبني بأن يرافقني .. لحدود بلده سيلكرك , حيث تكون امي

Yani satranç kulübüne giderken bana eşlik edecek biri fena olmazdı.
حسناً... سيكون من الرائع أن يرافقني أحدهم لنادي الشطرنج الإجتماعي

Çatıya kadar bana eşlik eder miydiniz acaba?
هل لديك مانع يرافقني إلى السقف؟

Eğitimli bir RAW ajanı bana eşlik etmeli.
يجب أن يرافقني عميل مدرب من القسم

Pastor Ian bize kazadan beri yol gösteriyor ve geçen gece bana eşlik etmeyi teklif etti.
الواعظ "ايان" يعطينا النصائح منذ الحادثة والليلة الماضية عرض عليّ أن يرافقني

Bay Walter Simmonds nezaket göstererek bana harmonyumla eşlik etmeyi kabul etti.
السيد (والتر سيموندز) عرض بسخاء بأن يرافقني على الأورغن

Richardson bana eşlik edebilir mi?
كي يرافقني في مهمة

Dr. Grey, lütfen Dr. Bailey'e dışarıya kadar eşlik edin.
(رافقي الطبيبة (بايلي) أيتها الطبيبة (جراي . . لن يرافقني أحد

Kongre kesinlikle sana yardımcı olması için bir sekreter görevlendirecektir. Bana Thomas'ın eşlik etmesini tercih ederdim.
المؤتمر سيخصص سكرتير لمساعدتك - أود أن أخي (توماس) يرافقني -

Mülakatım için bana eşlik ediyor.
إنه يرافقني من أجل مقابلتي

Babamın bana geçitte eşlik etmesi gerekir.
يفترض أن يرافقني أبي فى الممر

Gözlük almam için yanımda... bir yetişkin olması gerekiyormuş.
يجب أن يرافقني شخص بالغ ُيوقّع لأخذها