Şehirdeki her şeyin bu lanet okulla bağlantısı var. | Open Subtitles | القاصي و الداني في هذه البلدة يرتبط بهذه المدرسة اللعينة |
Sinyali olan veya şebekeye bağlı olan her şeye ulaşabiliyor ve onlara dokunabiliyorum. | Open Subtitles | أي شيء يخرج منه إشارة أو يرتبط بطريقة ما بالشبكة يمكنني الوصول ولمسه |
Çocukla bağlantılı olabilecek her şeyi ortadan kaldırmak için havuzun oradaki caddeye gönderildim. | Open Subtitles | تم إرسالي إلى الشارع المجاور للحوض لكي أزيل أي شيء ربما يرتبط بالصبي |
Sokak sanatı ile alakalı bir çalışma yapmaya kalktığımda çalışmanın teşhir edileceği mekan ile gerçekten uyumlu olmasını istedim. | TED | وفي كل مرة أصنع عملاً فنيًا شعبيًا أريد عملاً يرتبط بالمكان الذي سيوضع به |
Peterson'ın intiharı ile cerrah Freudstein'in araştırması arasında şu veya bu şekilde bir bağlantı olabilir. | Open Subtitles | وهو أن انتحار بيترسن يرتبط بطريقة ما بأبحاثه على الجراح فرودشتاين |
Orada Palmer'ın ölmesini isteyenlerle ilgisi olan bir şüpheli var. | Open Subtitles | لقد اخبرنى ان هناك عميل يرتبط بمن يريد قتل "بالمير" |
Bildiğimiz şeylerle bir bağlantısı var mı ya da takip edebileceğimiz bir ipucu veriyor mu bak. | Open Subtitles | ابحث عن أي شئ يرتبط مع ما نعرفه بالفعل ..أو يعطينا دليلاً حقيقياً يمكننا متابعته |
Yada IRA ile bağlantısı ola birisine açıklarızı. Değil mi? | Open Subtitles | أو إلى شخص أبو جدّه يرتبط بعلاقات مع الجيش الجمهوري الإيرلندي. |
Bence Annex B'nin suikastla bir bağlantısı var. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أن يرتبط المرفق باء للاغتيال، |
Belirli bir şeye bağlı olduğu görülmeyen büyük bir burun var. | TED | وهناك أنف كبير جداً لا يبدو أنه يرتبط بأي شيء على وجه الخصوص. |
Gıda sistemlerimizin başarısı doğrudan bize bağlı. | TED | إن نجاح أنظمتنا الغذائية يرتبط مباشرة بنا. |
Dolayısıyla aşkın ruhsal durumumuz ve davranışlarımızdaki değişimlerle bağlantılı olduğuna dair bazı kanıtlar var. | TED | حتّى أنّه هناك بعض الأدلة أن الحب يرتبط مع تغيّرات حالاتنا المزاجية وتصرفاتنا. |
Tırnakların evrimi ile karşı konulabilir baş parmak ve ayak parmakları birbirleriyle yakından bağlantılı. | TED | إنّ تطوّر الأظافر وتطوّر أصابع الإبهام المقابلة وأصابع الأرجل يرتبط ارتباطًا وثيقًا. |
İlk etapta, insanlar bana ördeklerle alakalı her türlü şeyi göndermeye başladılar ve gerçekten güzel bir koleksiyonum oldu. | TED | أولا، بدأ النّاس يراسلونني حول كلّ ما يرتبط بالبطّ، وأصبحت لديّ مجموعة رائعة. |
Bu şekilde düşünüyorum, çünkü araştırmalarıma göre bilinçlilik saf zekâdansa, daha çok bizlerin doğamızdaki yaşayan ve nefes alan organizmalar olmamızla alakalı bir durum. | TED | وأنا أعتقد ذلك لأن بحثي يوضح لي أن الوعي لا يرتبط كثيراً بالذكاء المحض ولكنه يرتبط أكثر بطبيعتنا ككائنات حية تتنفس. |
Afrikalı çocuk arasında bir bağlantı var mı ? | Open Subtitles | يرتبط بأى حال مع شعورك تجاه الولد الافريقى؟ |
Elinizde, bir cinayetle kızım arasında bağlantı kurabilecek deliller olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقول لي لديك أدلة التي قد يرتبط بها إلى القتل. أعتقد أنني حصلت على الحق في أن عملت حتى. |
Ailesinden, arkadaşlarından, bahçesindeki heykelcikleri temizleyen adamdan, onunla ilgisi olan herkesten nefret ediyorum, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | أكره عائلته, وأصدقاءه والرجل الذي ينظف خيله العنصري بالحديقة في الواقع أكره أي شخص يرتبط به بأي شكل ,هل هذا واضح؟ |
Bunların Tobinlerin parasıyla ne alakası var anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أرى كيف يمكن لهذا ان يرتبط بأي شكل بأموال عائلة توبن |
rakiplerinizin sizin malınızı yemelerini nasıl engelleyeceğinizi de bilmek isterim. Ve sonra bunların hepsi finansal genel bakışa bağlanır. | TED | كيف ستقوم بمنع منافسيك من إلتهام غدائك هنا؟ و كل هذا يرتبط النظرة المالية العامة. |
Ya zeki davranış, uzun süreli entropi üretimi ile sadece ilişkili olmayıp, aslında doğrudan oradan doğuyorsa? | TED | ماذا لو السلوك الذكائي لا يرتبط فقط بإنتاج إنتروبي ذات المدى الطويل، لكن في الحقيقة ينبثق مباشرة منها؟ |
Şimdi eş bulmak için uçup gitmek zorunda, ki başka bir eşek arısı yumurtası başka bir bağ Örümceği'ne musallat olabilsin. | Open Subtitles | عليه الآن أن يطير ليبحث عن شريك، لكي يرتبط بيض زنبور آخر بعنكبوت حديقة أخرى. |
Burada maktullerimizi birbirine bağlayan bir şey yok. | Open Subtitles | أجل، ليس لدّي أيّ شيء هنا يرتبط بضحيّتينا |
Her çıtırtı, ses ve patlama vücudumdaki sinirlere bağlanıyor. | Open Subtitles | كل فرقعة، والبوب و الانفجار يرتبط فقط إلى كل المشبك وعصب بي. |