| Kamera görüntülerine bakmama güvenlik izin vermiyor. | Open Subtitles | الأمن يرفض أن يدعني أرى أي من تسجيلات كاميرات المراقبة |
| Vicdanım başkasının, bir insanın canını almaya el vermiyor. | Open Subtitles | فقلبي يرفض أن يأخذ حياة أخرى. يرفض أن يأخذ حياة الناس. |
| Kardeşim mücadele etmemiz için, Horemheb'e izin vermiyor. | Open Subtitles | اٍن أخى يرفض أن يعطى حورمحب ) الأمر ليقاتل ) |
| Kız da, ellerini kirletmeyi reddeden, kendisi ya da çocuğu için önünde yatan şeylere ihtiyaç duyan birisiyle evleniyor. | Open Subtitles | أعني, أنت ستتزوج هذه الفتاة ستتزوجشخصاً.. الذي يرفض أن يلوث يديهِ الذييفتقرللمخاطرة.. لكي يصنع حياة أفضل لها أو لطفلها. |
| Mike Tyson girişir ve o bir kelime bile etmeyi reddediyor. | Open Subtitles | مايك تايسون في ويخوض وهو الآن يرفض أن أقول كلمة واحدة. |
| - ...bana tüfeğini vermiyor. | Open Subtitles | دائما لا - يرفض أن امسك بندقيته قليلا - |
| Ryan Humphrey odunç aldi ve simdi geri vermiyor. | Open Subtitles | , راين هامفري) استعارها) و الآن يرفض أن يعيدها إليّ |
| Hayır, şubenin fakir olması, süt kasasına çıkmayı reddeden kısa biri olman yüzünden. | Open Subtitles | لا،القسم مفلس لأنكِ شخص عنيد شخص صغير يرفض أن يقف على علبة لبن |
| Bu öfke ve suçlama sarmalının sonu, bu yıkıcı ve baştan çıkarıcı itkilere teslim olmayı reddeden bir kişiyle başlıyor. | TED | نهاية دوامة الغضب واللوم هذه تبدأ بشخصٍ واحدٍ يرفض أن يغوص في هذه الانفعالات المثيرة والمدمرة. |
| Bir bakıma kendiliğinden yok olacağına inandığı... bir gerçeği reddeden çocuk gibiydim. | Open Subtitles | بمعنى، إنّني كنت أشبه بطفلٍ يرفض أن يعترف بالحقيقة آملاً تلاشي تلك المرارة |
| Ben sizin şeytan olduğunuza inanmıyorum. Rahibe de söyledim, ama beni dinlemeyi reddediyor. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أنكم شياطين ، و قد قلت هذا للآمر لكنه يرفض أن يستمع إلي |
| Eski Apollo 9 astronotu Rusty Schweickart, asteroidlerin zorbalığına boyun eğmeyi reddediyor ve şimdi Dünya'yı bu zararlı kayalara karşı savunmaya gönüllü. | Open Subtitles | ولكن رائد الفضاء السابق شويكارت يرفض يرفض أن يكون التهديد من الكويكبات وهو الآن جاهز للدفاع عن الارض ضد هذه الصخور الضارة |
| Özür dilerim, efendim. Ancak bu adam işi tamamlamayı reddediyor. | Open Subtitles | أنا آسف يا سيدي ولكن هذا الرجل يرفض أن يكمل العمل |