"يركن" - Traduction Arabe en Turc

    • park
        
    Ama hala arabamın yanıma park edip yolumu kapatabilir. Open Subtitles ولكن ما زال غبياً لكي يركن صفاً ثانياً ويحبس طريق أحد ما
    Tanrıya şükür arabayı park etmesini istememişim. Open Subtitles حسناً ، الحمد لله لم أطلب منه أن يركن لي السيارة
    Neden Kramer ormanlık bir yere arabayı park etmiş? Open Subtitles لماذا كان على كرايمر أن يركن الشاحنة في الأدغال؟
    Yapamazsan, babana sor. park ettikten sonra yardım eder. Open Subtitles إن لم تستطيعي، فاطلبي من أبيكِ أن يجلبها عندما يركن السيارة
    Garajıma park edebilsin diye langırt masamı bile kaldırdım. Open Subtitles لقد ابعدت عنه الطاوله لكي يركن سيارتة بالكراج معي
    Buraya gelmek istemedi çünkü arabasını binada park etmesi gerekiyordu. Open Subtitles لم يرد المجيء إلى هنا فقط لأنه أراد أن يركن السيارة في المبنى
    Ve şerefsizin biri, yepyeni Mercedesiyle engelli yerine park etti. Open Subtitles و حقير آخر يركن سيارة "المرسيدس" الجديدة في مواقف المعاقين.
    Metro raylarının üzerine arabasını park etmesinden dolayı dava edilmiş... 23 kişi ölmüş, 103 kişi yaralanmış. Open Subtitles وفي المحاكمة، جعل المدعي يركن سيارته على مسار المترو ثلاثة وعشرون شخص موتى مائة و ثلاثة شخص جرحوا
    Günlük olağan yaşamımızda sokak,evler,insanlar,arabalar, 12 numara yine yanlış yere park etmiş. Open Subtitles مشهد إعتيادي يومي، الشارع، المنازل، الناس، السيارات، وصاحب الرقم 12 يركن في الموقع الخطأ، مجدداً.
    Sadece biraz daha geriye park etmesini istedim. Open Subtitles قلت له أن يركن سيارته أبعد قليلاً إلى الأمام
    Dinle, ebeveynin doğru alana park ettiğinden emin ol,... Open Subtitles اسمع احرص على أن يركن ألأباء عرباتهم فى فى المكان المخصص.. ليس ..
    Arabayı park edip cesedi ne kadar taşımış? Open Subtitles اذن يركن سيارته بالطريق و من ثم يحمل الجثة ماذا؟
    Araç park yerine giderken saldırıya uğramış. Open Subtitles كان يركن سـيارته وعندما خرج منها هاجمه الكلب
    Bu aralar nereye park ediyor biliyor musun? Open Subtitles أيصدف وتعلمين أين يركن مقطورته هذه الأيام؟
    Bir sabah evinin dışında park ettiğini görmüş ve penceresinden birkaç tane fotoğraf çekmiş. Open Subtitles شاهدته يركن خارج منزلها في صباح احد الايام والتقطت له بعض الصور من خلال نافذتها
    Bu aralar nereye park ediyor biliyor musun? Open Subtitles أيصدف وتعلمين أين يركن مقطورته هذه الأيام؟
    Buraya park edemezsiniz, bayım. Ziyaretçiler, ziyaretçi parkına park edebilirler. Open Subtitles لا يمكنك ركن سيارتك هنا يا سيدي، يركن الزوار سياراتهم في موقف الزوار.
    Adam arabayı park eder, kadın doğruca odaya gider. Open Subtitles هو يركن السيارة، و هي تذهب مباشرة إلى الغرفة
    Peki, şüphelimiz aracını park ediyor, ölü gibi ağır kesilmiş bir adamı tarlaya taşıyor, onu korkuluk gibi asıyor. Open Subtitles اذا الجانى يركن سيارته يحمل رجل مشوه هو فعليا مجرد ثقل خلال حقل, يعلقه كالفزاعة
    Julius'la buluşacağız burada. Arabasını park ediyor. Open Subtitles جوليوس سيقابلني هنا هو في الخارج يركن سيارته

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus