"يروا" - Traduction Arabe en Turc

• görmek
• görmediler
• görmemişler
• görmemiş
• görmeleri
• görmesini
• görmelerini
• göremeyecekler
• görmeyi
• görmelerine
• görmesi
• görmedi
• görüyorlar
• görmüyorlar
• görsünler

Hareket istediğimi söyledim, konuşma değil. Thorn' u çalışırken görmek istiyorum.
قلت أننى أريد أعمالا لا كلمات أريدهم أن يروا ثورن يعمل

Üzgünüm ama benim gibi gerçek bir ikon görmek hoşlarına gidiyor.
آسف بشأن ذلك. من الجميل لهم أن يروا رمز حقيقي مثلي.

Bu cici çocuklar da böyle bir gösteri hiç görmediler.
الأولاد اللطفاء بالخارج لم يروا أداء مثل هذا من قبل

Bu adi herifler heyecanlanıyorlar ve kuyruk oluşturuyorlar, sanki daha önce hiç görmemişler.
تحمس هؤلاء الحمقى ، واصطفوا على أبوابه وكأنهم لم يروا مطعماً من قبل

Tanık, suçluyu tam olarak görmemiş ama koyu renk bir eşofman giyiyormuş.
الشهود لم يروا المجرم لكن قالوا أنه كان يرتدي بزة رياضية قاتمة

Herkesin dahil olması için de kendilerinde bir şeyler görmeleri gerek ve Green New Deal bunu yapıyor.
وليتمكن الجميع من المشاركة، يجب أن يروا شيئاً ما فيه لأنفسهم، وهو ما تفعله الاتفاقية البيئية الجديدة.

Çünkü onların bunun gerçekliğini görmesini istiyor ve asla ama asla vazgeçmeyeceğini.
لانه يريدهم أن يروا حقيقه الأمر وكيف أنه لن يستسلم أبدا

Ben onları geri zekalı olarak görmelerini istemiyorum.
لااريدهم ان يروا هؤلاء الاشخاص علي انهم حمقي

Demek, sadece kötü bir adamın iyi bir adamla kavgasını görmek istiyorlar?
إذاً، فهم يريدون أن يروا شخصاً جيداً.. يضرب شخصاً شريراً أليس كذلك؟

Eminim müşterilerin ürünümüzün ne kadar etkili olduğunu görmek ister.
أنا مُتأكد أن عُملائك يودوا أن يروا مدي كفاءة المُنتج.

Bazı polis memurlarını onun evine gönderdiniz, ama bizim gördüklerimizi görmediler ve orada bakılacak daha çok şey var.
لقد أرسلتم بعض الضباط لمنزلها باكراً ولكنهم لم يروا , ما قد رأينا وهناك الكثير من الحديث فى القصة

Hiç birşey görmediler ama bu karanlık madde parçacıklarının kütlesi ve etkileşme güçleri hakkında limitlerin ne olduğunu anlamamızı sağladı.
لم يروا شيئا ، نعم ، ولكنها بينت حدود كمية الكتلة و مقياس تفاعل جسيمات تلك المادة المظلمة.

Anlaşılan bu şeylerin yaklaşık yarım düzinesine... - ...birlikte katılmakta sakınca görmemişler.
واضح أنّهم لم يروا ما يمنع حضورهم للعديد من هذه المؤتمرات معاً.

Bu mümkün mü bilmiyorum, ama görmemişler. Belki biri görmüştür.
لا أعرف كيف يكون ذلك مُمكناً، ولكنّهم لمْ يروا شيئاً.

Flora Pollock daha kendine gelmedi ve abisi de bir şey görmemiş.
فلورا بولوك لا يزال فاقدا للوعي، و شقيقها لم يروا أي شيء.

Bunu sen bitirene kadar görmeleri gerekmez diye düşünüyorum.
أعتقد أنهم يجب أن لا يروا ذلك حتى تنتهي منه؟

İnsanların sizi böyle görmesini istiyorsunuz.
فهذا ما تريدين من الأخرين ان يروا في الحقيقة

Harika. Kapıyı açtıklarında jambonu görmelerini istiyorum.
عندما يفتحوا الباب ,اريدهم ان يروا لحم الخنزير

NTAC, bunun sorumlusunun onlar olmadığından emin olana kadar gün ışığı göremeyecekler.
لن يروا ضوء الشمس ثانيه حتى نتأكد انهم غير مسئولون عن ما حدث

Bisikletlerine atlayıp peşinden gittiler. İlginç bir şey görmeyi umuyorlardı.
فقفزوا على درجاتهم وذهبوا يتتبعوا صوتها آملين أن يروا ما يستحق رؤيته

Sen büyük bir bestecisin. Ve insanların bunu görmelerine izin vermen gerekiyor.
انتِ كاتبة اغاني عظيمة و يجب ان تجعلي الناس يروا ذلك

Çocukların sana ne yapacağımı görmesi son derece uygunsuz olurdu.
لا أعتقد إنه مناسب للأطفال كي يروا مالذي سأفعله بك

Bu çocuklar bugüne kadar gerçekten bir kütüphane görmedi.
وبدلًا من ذلك، قالوا، هؤلاء الأطفال لم يروا مكتبة قط.

Normal insanlar da kaybettiklerini her yerde görüyorlar.
الأشخاص الطبيعيين يروا من فقدوهم في كل مكان أيضاً

Karakterim hakkında herkes daima yanılıyor, asla gerçek beni görmüyorlar.
إنهم دائما ما يخطئون فى شخصيتى لم يروا أبداً حقيقتى

Çatırtı, patırtı ve kütürtüyü görsünler istemiyorum orada.
لا أريدهم أن يروا " سناب وكريكل وبوب " هنا