Dünyayı algılama şekilleri hoşuma gidiyor çünkü dünyayı hayatlarında ilk kez görüyorlar. | TED | احب الطريقة التي ينظر بها هؤلاء الاطفال الى العالم لانهم يرون العالم كما لو أنهم يرونه اول مرة |
Evet. Yukarıda neler görüyorlar? | Open Subtitles | ماذا هناك، ما الذي يرونه في الاعلى هناك؟ |
Hakkında en korkunç şeyleri işitenler, yaşam biçimi hakkında dedikodular duyanlar bile onu gördüklerinde duyduklarına inanmıyordu. | Open Subtitles | و التي أصبحت حديث النوادي لم يتمكنوا من تصديق شيئاً عن عاره حين كانوا يرونه |
- Halk onu insan olarak görmüyor onu Tanrı olarak görüyor ve biz de onu, onlara öyle sunduk. | Open Subtitles | إنه ينزف عندما طعن، شأنه شأن أي رجل الجمهور لا يرونه رجلاً، إنهم يرونه كإله، ونحن نقدمه بهذه الحال |
Andy çantasını almaya döndüğü için hayatını tehlikeye attı. Tamam mı? Hava yeterince karardı, orada birileri varsa mutlaka görürler. | Open Subtitles | لهذا خاطر " آندي " بحياته للعودة للحقيبة لابد أنهم يرونه في الظلام |
Çok iyi anlıyorum, efendim. Onları şu aptal vergi memurlarının görmelerine bile izin vermeyeceğiz. | Open Subtitles | أفهم ذلك سيدي لن ندع رجال الضرائب الحمقى يرونه |
Bunların gençler için uygun olduğunu düşünüyorlar, hasas izleyiciler mi? | Open Subtitles | أهذا ما يرونه مناسباً للأطفال الذين يتأثرون بالمشاهدة؟ |
Evet. Yukarıda neler görüyorlar? | Open Subtitles | ماذا هناك، ما الذي يرونه في الاعلى هناك؟ |
Bir anne bir eş ve evlat, karşılarında ülkenin iç organlarını koparıp atan oğul, koca ve babayı görüyorlar. | Open Subtitles | ما جعلت أمك وزوجتك وطفلك يرونه إبن يرى أبوه يدمر موطنه |
Aşağıda pencereden baktıklarında ne görüyorlar biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم ما يرونه حين يلقون نظرة خلف نوافذهم في الطابق السفلي؟ |
İnsanlar onun çamaşırlarını telde asılı gördüklerinde bile arkalarına bakmadan kaçarlar. | Open Subtitles | الناس يلتفون عندما يرونه متعلق على حبل الغسيل |
Sabah onu bu hâlde gördüklerinde hepsinin cesareti kırılacak. | Open Subtitles | سيفقدون الأمل عندما يرونه في الصباح. |
Onların gördüğü her şeyi görüyor. Aynısını Onların yapamayacağını kim söylemiş, bizim gördüğümüzü görmeyi? | Open Subtitles | لقد رأت كل ما يرونه , اذا هم يستطيعون القيام بالمثل.ويروا كل ما نراه |
Çok dikkat dağıtıcı görürler ama ben renk doygunluğunu arttırmayı seviyorum. | Open Subtitles | إذ يرونه مشتّتًا للانتباه، ولكنّي... أحبّ زيادة التشبّع اللونيّ |
Komite bu şekilde görmüyor. Onlar operasyonu kötü idare ettiğini düşünüyorlar. | Open Subtitles | اللجنة لا ترى الأمر على هذا النحو بل يرونه على عملك وجهدك. |
Onu böyle görmelerine izin veremezdim... | Open Subtitles | وأنا فقط لم أستطع أن أدعهم يرونه هكذا |
Rem Uykusu Davranış Bozukluğu olan insanlar gördükleri rüyayı canlandırırlar. | Open Subtitles | من يعانون من هذا المرض يُجسّدون ما يرونه في أحلامهم |
Sorun şu ki, çoğu zaman içki ve uyuşturucu yüzünden yarı deli oluyorlar o yüzden Onların algıladıkları pek güvenilir olmuyor. | Open Subtitles | المشكلة أن أغلبهم يجن بإدمان الكحول و المخدرات لذا فإن ما يرونه لا يمكن الوثوق به |
Bunu Görecekler. Yakın olduğumuzu düşünecekler. | Open Subtitles | انهم سوف يرونه , وسوف يكتشفون اننا قريبون منهم. |
Ekip gördüklerine inanmakta zorlanıyordu. | Open Subtitles | لا يُصدق الطاقم ما يرونه |
Görünüşe göre, Giovannini hastaları yetkili olduğunu düşündükleri kişileri taklit ediyorlarmış. | Open Subtitles | من الواضح أن مرضى جيوفاني يقلدون كل من يرونه في موضع القيادة |
Araştırmacılar çok uzak bir mesafeden Dünya'yı görmenin, ne gördüklerini anlamaları için yeni bir bilişsel bir çerçeve geliştirmesine neden olduğuna inanıyorlar. | TED | يعتقد الباحثون أن رؤية الأرض من مسافة أبعد يحث المرء على إيجاد أطر معرفية جديدة لاستيعاب ما يرونه. |