Bu onun mazereti olacak ve neden olduğum için beni asla affetmeyecek. | Open Subtitles | أجل، هذا سيكون عذره، ولن يسامحني البتة على جعله يفعلها. |
Umarım, silahını çaldığım için beni affeder. | Open Subtitles | آمل أن يسامحني لسرقة هذا المسدس |
Sizce beni affedebilir mi? | Open Subtitles | هل تعتقد انه سوف يسامحني على أي وقت مضى؟ |
Soruşturmanın bir parçası olmamı, asla affetmedi. | Open Subtitles | لم يسامحني أبداً على اني كنت جزءاً من التحقيق. |
Acele et. Edward'ın beni nasıl affettiğini görüyor musun? | Open Subtitles | أسرعي. أترين كيف يسامحني (إدوارد) على اي شيء؟ |
İki saat boyunca o ve ben orada oturduk ve yaşamdan bahsettik ve ölümünde parmağım olduğu için beni affetmesini istedim. | TED | ولمدة ساعتين، جلسنا معاً نتحدث عن الحياة. وطلبت منه أن يسامحني لمشاركتي في إعدامه |
Sana bir şey olursa baban beni asla affetmez. | Open Subtitles | لن يسامحني أبوكي إذا حدث لكي أي شيء سيء. |
Belki boşanmak isteyecek ya da beni affedecek. | Open Subtitles | ربما أطلب الطلاق وربما يسامحني |
İlgisi için ona teşekkür et, ama beni bağışlamasını iste. | Open Subtitles | أنا ممتن له ولكن، لعله يسامحني |
Çok uzun zaman oldu. Beni asla affetmeyecek. | Open Subtitles | لقد مرّت فترة طويلة، هو لن يسامحني أبداً |
Eminim Tanrı beni hiçbir zaman affetmeyecek. | Open Subtitles | أنا واثق من أن الله لن يسامحني |
Tanrım, babam beni asla affetmeyecek. | Open Subtitles | يا إلهي, أبي سوف لم و لن يسامحني |
Umarım onu bulduğumda beni affeder. | Open Subtitles | انا آمل فقط ان يسامحني عندما أجده |
Yaptığı her şeyi affederim. Umarım, o da beni affeder. | Open Subtitles | و أسامحه على كل شيء و آمل أن يسامحني |
Kim affedebilir bilmiyorum. | Open Subtitles | لستُ أفهم، أنّى يقدر امرؤ أن يسامحني. |
Ve sanırım... sanırım onu maça götürürsem beni affedebilir. | Open Subtitles | اعتقد... واعتقد عندما ارافقه للمباراه قد يسامحني |
Babam tanık olduğum için beni asla affetmedi. | Open Subtitles | أبي لم يسامحني قط على أمـر الإدلاء بشهادتي هذا |
Bu babamın kalbini çok kırdı ve bu yüzden beni hiç affetmedi. | Open Subtitles | وفطر ذلك قلب أبي حقاً ولم يسامحني على ذلك حتى الآن |
Clay beni affettiğini söyledi. Doğrusunu yaptığımı düşünüyormuş. | Open Subtitles | يخبرني (كلاي) كيف يسامحني يعتقد أني فعلت الشيء الصحيح |
Beni affettiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال إنه يسامحني |
Kardeşime beni affetmesini söyleyen bir mektup göndermiştim. | Open Subtitles | أرسلت رسالة لشقيقي أطلب منه أن يسامحني للأشياء التي قلتها له |
Tek bildiğim eğer nişanlım bunu öğrenirse, beni asla affetmez. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه لو علم خطيبي بما جرى فلن يسامحني أبداً |
- Sence, beni affedecek mi? | Open Subtitles | -هل تظنين أنه سيستطيع أن يسامحني |
Pete'in beni bağışlamasını istiyorum. | Open Subtitles | لكن أريد بيت ان يسامحني |
...kalkmis Foxville'den bana geçis karti vermeye gelmis. | Open Subtitles | يأتي من ارض الحمقى لكي يسامحني |