İyi bir aileye sahip olmayı hak ediyor ve kimse onu Rufus ve senden daha çok sevemez. | Open Subtitles | يستحق أن يكون بين عائلة رائعة ولن يجد مثل هذا الحب سوى لديكِ أنتِ و روفيس |
Orada olmayı hak etmiyor. Burada benimle olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | . أنه لا يستحق أن يكون هناك . أنه يستحق أن يكون هنا معي |
Kendi düzeyinde biriyle olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | إنه يستحق أن يكون مقدراً من شخصاً من مستواه |
- Ona hangara kadar eşlik et. Başkan olmaya layık değil! | Open Subtitles | أنتم لا تعرفون ما الذي فعله، إنه لا يستحق أن يكون الرئيس |
Cennette olmayı hak eden bir çocuk varsa, o da Ray'dir. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي صغير يستحق أن يكون في الجنة، فهي (راي) |
Bir baba olarak söylemeden edemeyeceğim babası da Zoe'yle birlikte olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | ومن أب لأب، سأقول لك... والدها يستحق أن يكون معها. |
Onu hak edecek biriyle olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | يستحق أن يكون مع شخص يواتيه |
Bak, Greggy hapiste olmayı hak ediyor, tamam mı? | Open Subtitles | انظر، (جريجي) يستحق أن يكون بالسجن، حسناً؟ |
Ve o kesinlikle mutlu olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | وهو حقا يستحق أن يكون سعيدا |
Fitz başkan olmayı hak ediyor mu? | Open Subtitles | هل يستحق أن يكون رئيساً؟ |
Fitz başkan olmayı hak ediyor mu? | Open Subtitles | هل يستحق أن يكون رئيساً؟ |
Mason Verger bir domuz ve birilerinin pastırması olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | ميسون فيرجر) خنزير) وهو يستحق أن يكون طعاماً لأحدهم |
Herkes mutlu olmayı hak ediyor. | Open Subtitles | الجميع يستحق أن يكون سعيداً. |
Sevdikleri birine? Kim Javier'den daha çok baba olmayı hak ediyor? | Open Subtitles | من يستحق أن يكون أباً أكثر من (خافيير)؟ |
Mutlu olmayı hak ediyor McGee. | Open Subtitles | إنّه يستحق أن يكون سعيدا يا (ماكغي). |
O bizim liderimiz olmaya layık bir adam. | Open Subtitles | أعتقد أنه يستحق أن يكون زعيمنا.. |
Bizimle burada olmayı hak eden. | Open Subtitles | الذي يستحق أن يكون معنا الآن |