Hele ki, kimsenin mantıklı bir açıklamasını yapamadığı devam eden kaos ortamında. | Open Subtitles | في فوضى مثل هذه تستمر دون أن يستطيع أحد اعطاء تفسير منطقي |
kimsenin seni vefasızlıkla suçlayamayacağı şekilde dürüst olduğun sürece tabii. | Open Subtitles | ولا يستطيع أحد أن يتهمك بعدم الولاء، بل بالذكاء فحسب |
Siz bunu istemiyorsanız, karar sizin. Ama kimse sizin yerinize geçmeye çalışmıyor, efendim. | Open Subtitles | إذا لم ترغب بذلك فأنت صاحب الكلمة الأولى, ولا يستطيع أحد أن يجادلك |
Aramızda bu kadar uzun bir İngilizce cümle yazabilecek kimse yok. | Open Subtitles | .. في منزلنا لا يستطيع أحد كتابة هذه الجملة الإنجليزية الطويلة |
Birisi lütfen bana bu binadan nasıl çıkacağımı söyleyebilir mi? | Open Subtitles | هل يستطيع أحد أن يخبرني كيف الخروج من هذا المبنى؟ |
Bu şehirdeki hiçkimse kanunu kendi eline alamaz mı? | Open Subtitles | ألا يستطيع أحد في هذه البلدة أن يطبّق القانون بنفسه؟ |
Bütün gün çizgi film izlemekten başka şey yapmayan Biri, kıçını biraz kaldırıp yiyecek bir şeyler getirebilir mi? | Open Subtitles | يستطيع أحد ما من الذين لا يفعلون شيئاً طوال النهار إلا مشاهدة الكرتون أن تحرك مؤخرتها وتحضر بعض الطعام |
Öyle ise bu kimsenin karşı çıkamayacağı bir örnek. | TED | فهذا مثال لا يستطيع أحد القول بأنه غير صحيح. |
Gözünde ateş, elinde kılıç onları kimsenin götürmeyeceği yere götürmüş. | TED | وبسيف في يدها وحماس في عينيها، قادتهم إلى حيث لا يستطيع أحد. |
Artık kimsenin yapabileceği birşey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ يستطيع أحد أن يفعلة بشأن هذا الآن |
Artık kimsenin yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شئ يستطيع أحد أن يفعلة بشأن هذا الآن |
kimsenin göremediğini görür, kimsenin yapamadığını yaparsın. | Open Subtitles | يمكنك أن ترى أشياء لا يستطيع أحد آخر رؤيتها وأن تفعل أشياء لا يستطيع أحد آخر فعلها |
Diyelim ki ki N.S.A. için çalışıyorum ve Biri masama kimsenin çözemediği bir şifreyi, çözmem için bıraktı. | Open Subtitles | تقول إنى سأعمل لدى وكالة الأمن القومى و شخص ما يضع شفرة على مكتبى شىء لا يستطيع أحد آخر كسر شفرتة |
Kış ekibinin sevkini iptal ettiler. Bahara kadar kimse üsse gidemiyor. | Open Subtitles | لقد ألغوا فرق الشتاء لن يستطيع أحد أن يرحل قبل الربيع |
Bir kere gerçekleri ortaya koyarsam kimse bir daha bunu bize karşı kullanamaz. | Open Subtitles | ..حالما أقول الحقيقة للشرطة لن يستطيع أحد أن يستخدم هذا ضدنا بعد اليوم |
Parayı villada onların bulması için bıraktığımız zaman, kimse bize bir şey yapamaz. | Open Subtitles | لا طالما نترك المال في القصر لكي يجدوه لا يستطيع أحد أن يلمسنا |
Hepsini silip süpüreceğim ki midemde olsunlar böylece başka kimse onları yiyemesin. | Open Subtitles | سأكلها جميعا لأنها ومن ثم ستكون في معدتي ولن يستطيع أحد أكلها |
Bu çocukla iletişim kurabilecek Birisi varsa, o da sensin. | Open Subtitles | إذا كان يستطيع أحد الدخول لعقل ذلك الفتى فهو أنت |
Ya Birisi sizi, üstünüzdeki tüm teçhizatla bırakıp yüzülemeyecek kadar açıkta bir yere bırakırsa? | Open Subtitles | خاصة وأن المسافة أبعد من أن يستطيع أحد سبـاحتها وهـو يحمل هـذا القـدر مـن المعدات |
Birisi bu anı, bundan daha garip yapabilir mi acaba? | Open Subtitles | حسناً .هل يستطيع أحد أن بفكر بأي شئ ليجعل هذه اللحظه أكثر إحراجا مما هي عليه الان؟ |
Neden bu ailedeki hiçkimse boşveri vermiyor? | Open Subtitles | لماذا لا يستطيع أحد في هذه العائلة فقط ترك الأمور تذهب؟ |
hiçkimse cephane ve takviye olmadan sürekli zafer kazanarak ilerleyemez. | Open Subtitles | لا يستطيع أحد الإستمرار مُنتصراً إلى الأبد بدون ذخيرة أو أيّ نوع التعزيزات |
Keşke Biri onu derin düşüncelere dalmaktan alıkoyabilse. | Open Subtitles | أتمنى لو يستطيع أحد أن يخرجه من الأكتئاب |