Lâkin şunu da biliyorum, dünyada Bunu yapabilecek biri varsa, sırf Sensin. | Open Subtitles | لكن لو كان هناك شخص فى العالم يستطيع فعل ذلك فهو انتى |
Başından birkaç kötü şey geçti ama hâlâ iyi bir üniversiteye gitmek içi bir yol vardır mutlaka ve Bunu yapabilecek biri varsa o da sensin. | Open Subtitles | أوه, ب, كانت لديك بعض النكسات ولكن لابد أن يكون هناك طريقة للدخول الى جامعة عظيمة واذ كان اي احد يستطيع فعل ذلك هو انت |
Gezegende Bunu yapabilecek sadece tek bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء واحد فقط على هذا الكوكب الذي يستطيع فعل ذلك |
Eğer amacı Dr. Brennan'ın kafasını karıştırmaksa kendi koyduğu delili tahrip ettirerek Bunu yapabilir. | Open Subtitles | إذا كانت هذه لعبته النهائية لإرباك د.بريننان يستطيع فعل ذلك عن طريق أتلاف دليل |
Eğer öyle bir yetkim olsaydı, söyleyeceğim şey bu olurdu ama maalesef yalnızca bir yargıç Bunu yapabilir. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانى إلغاء فترة الانتظار لكن لسوء الحظ فقط قاض يستطيع فعل ذلك |
Formula Bire girdiğinden beri çünkü neler yapabileceğini biliyordu hatta fazlasını bile. | Open Subtitles | حسنا قبل الدخول الى الفورمولا واحد، لأنه كان يعلم انه يستطيع فعل ذلك واكثر من ذلك. |
Bunu yapabilecek tek kişinin kendi yarattığın bir Beta olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | يُفترض ألّا يستطيع فعل ذلك إلّا بيتا ممن صنعتهم بنفسك. |
Bunu yapabilecek tek kişi, Sakallı. | Open Subtitles | اذا هنالك احداً يستطيع فعل ذلك فهو ذلك الرجل ذو اللحى |
Bunu yapabilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | وأنت الوحيد الذي يستطيع فعل ذلك |
Nasıl hissettiğini biliyorum, Light; ama Bunu yapabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أفهم شعورك يا لايت-كون ولكنك الوحيد من يستطيع فعل ذلك |
Bunu yapabilecek bir tek sen varsın. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يستطيع فعل ذلك. |
Bunu yapabilecek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذي يستطيع فعل ذلك |
Eğer öyle bir yetkim olsaydı, söyleyeceğim şey bu olurdu ama maalesef yalnızca bir yargıç Bunu yapabilir. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانى إلغاء فترة الانتظار لكن لسوء الحظ فقط قاض يستطيع فعل ذلك |
Onu sen icat etmedin, satın aldın. Herhangi bir aptal bile Bunu yapabilir. | Open Subtitles | فأنت لم تخترعها , لقد اشترتيها فحسب أي أحمق يستطيع فعل ذلك |
Aslında gerekmez, bilgisayarı olan herhangi biri bile Bunu yapabilir. | Open Subtitles | او,بالتأكيد لا... أي شخص لديه جهاز محمول يستطيع فعل ذلك. |
Joon, sadece esas oğlan Bunu yapabilir, Joon! | Open Subtitles | rlm; البطل وحده فقط يستطيع فعل ذلك يا "جون"! |
Bunu yapabilir. | Open Subtitles | انه جيد انه يستطيع فعل ذلك |
Başka kim Bunu yapabilir ki? | Open Subtitles | من غيرك يستطيع فعل ذلك ؟ |
O halde bu işi sadece bir kişinin yapabileceğini de biliyor olmalısın. | Open Subtitles | إذاً ربما تعرف أنك الوحيد الذي يستطيع فعل ذلك |
- Seni sırf bunu yapabileceğini göstermek için bekletiyor. | Open Subtitles | لقد تركك تنتظر ليذكرك بأنه يستطيع فعل ذلك إنه غاضب |