"يسمحوا له" - Traduction Arabe en Turc

    • izin vermediler
        
    Yani onun tekrar beyzbol oynamasına asla izin vermediler. Open Subtitles تعني أنهم لن يسمحوا له بلعب البيسبول مجدداً.
    Ama izin vermediler. Biz izin verirdik, degil mi? Open Subtitles لكنهم لم يسمحوا له بفعل ذلك نحن سنسمح له و سنجعله يفعل ذلك , بالرغم مما حدث
    Bu gece partide şu çocuk vardı partiye katılmasına izin vermediler çünkü yeterince havalı değildi. Open Subtitles لقد كان هناك شاباً فى الحفلة الليلة و لكنهم لم يسمحوا له بالانضمام لأنه لم يكن مرحا بالدرجة الكافية
    Ameliyatını baban yapmak istemişti, ama izin vermediler. Open Subtitles أراد والدك إجراء العمليّة بنفسه لكنّهم لم يسمحوا له
    Onu suçlamadılar, bir avukatla görüşmesine bile izin vermediler. Open Subtitles لم يوجهوا إليه أي تهمة بعد لم يسمحوا له حتى بالكلام في وجود محام
    Ren geyikleriyle oynamasına hiç izin vermediler. Open Subtitles لم يسمحوا له مطلقا باللهو بأي ألعاب الغزلان
    Sırp milisler gelmesine izin vermediler. Open Subtitles الجيتنكس لم يسمحوا له بالعبور.
    Çabaladı ama izin vermediler. Open Subtitles حاول، لكنهم لن يسمحوا له بذلك.
    Binmesine izin vermediler. Open Subtitles لم يسمحوا له بركوب الطائرة
    fakat onun gitmesine izin vermediler. Open Subtitles ولكنهم لم يسمحوا له
    Cesedini görmesine bile izin vermediler. Open Subtitles لم يسمحوا له برؤية الجثة حتى
    Uçağa binip dönmesine izin vermediler. Open Subtitles لم يسمحوا له باستقلال الطائرة
    Ross da ayrılmaya çalıştı ama izin vermediler. Open Subtitles حاول (روس) المغادرة، أيضاً، لكنهم لم يسمحوا له

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus