"يسمعوا" - Traduction Arabe en Turc

    • duymak
        
    • duymamışlar
        
    • duymamış
        
    • duymasını
        
    • haber
        
    • duymazlar
        
    • duymadılar
        
    • duymadı
        
    • duymayı
        
    • duymamıştır
        
    • duymalarını
        
    • duysunlar
        
    • duymaları
        
    • duymuşlar
        
    • duymalılar
        
    Bunlar, sağlık merkezlerine bir uyarı olduğu gibi duymayan ya da duymak istemeyen meslektaşlarım için de bir çağrıdır. TED إذا كانت هذه صرخة إيقاظ للمؤسسة الطبية فإنها صرخة إيقاظ للعديد من زملائي الذين لم يسمعوا أو لا يرغبون أن يسمعوا.
    Kesinlikle saf bunlar. 'Son Çağrı' diye birşey duymamışlar. Open Subtitles بالتأكيد أناس بسطاء لم يسمعوا أبداً عن النداء الأخير
    Pekâlâ, bizi duymamış olanlar için: Korsan Partisi olarak, İnternet'e bayılıyoruz. TED إذاً، للذين لم يسمعوا بنا: في حزب القرصان، نحن نُحب الإنترنت.
    Merhaba çocuklar. Şerifin ofisini aradım çünkü onların da duymasını istedim. Open Subtitles يا شباب،لقد اتصلت بمدير الشرطة لأني أردتهم أن يسمعوا هذا أيضاً
    Dışarıdaki haberciler Oprah bitirmeden bizden haber almak istiyorlar. Open Subtitles هؤلاء المراسلون الصحفيون يريدون أن يسمعوا منا قبل أن تتناولنا أوبرا في برنامجها
    Çocukları odalarında bağlarız, böylece bir şey duymazlar. Open Subtitles يمكننا تقييد الأطفال في غرفهم في الطابق العلوي لكي لا يسمعوا أي من هذا.
    Beyefendi, bu çocuklar İsa'yı hiç duymadılar mı? Open Subtitles سيدي، ألم يسمعوا هؤلاء الأطفال عن السيد المسيح؟
    Herkes spikerin "Bay Su Sıçratan Pantolon" dediğini duymak ister. TED أراد الجميع أن يسمعوا مذيع الأخبار يقول، "مستر إسبلاشي بانتس."
    Onlar doğru taraf için savaşmayı bekleyemeyeceğini duymak istiyorlar. Open Subtitles وأنك تحتاج للتغيير، بل هم يريدون أن يسمعوا أنك موالي للحلفاء
    Yalnızca üstlerinin... duymak istediklerini yazanların yazdığı istihbarat raporlarını çalıştın. Open Subtitles التى كتبت من بعض الناس الذين يريدون ان يخبروا روؤسائهم ما يريدوا ان يسمعوا
    Bin yılı aşkın bir süredir ipek imal ediyorlar ve hastalıklı yumurta diye bir şey duymamışlar. Open Subtitles انهم يصنعون الحرير منذ ألاف السنين و لم يسمعوا أى شىء عن بيض مريض
    Sonra İkinci Denizci Alayından tanıdığım bazı adamları aradım. Seni hiç duymamışlar. Open Subtitles واتصلت ببعض الرجال الذي اعرفهم في كتيبة البحريه الثانيه ولو يسمعوا بك من قبل.
    İşte size Öklit'in paralel postülatını hiç duymamış iki yaratık -- postülata karşı gelmenin imkansız olduğunu bilmiyorlardı, sadece karşı geliyorlardı. TED هنا مخلوقان لم يسمعوا قط بمسلمات اقليدس الموازية لم يعرفوا أنه مستحيل إنتهاكها، وهم ببساطة يحققانها.
    Ülkenin yarısı "Watergate" kelimesini daha önce hiç duymamış. Open Subtitles نصف المواطنين لم يسمعوا من قبل كلمة ووترجيت
    Bu festivalin BM Genel Kurul toplantısının yapıldığı zamana denk gelmesini sağlamıştık. Böylece sesimizi duymasını istediğimiz liderle bizi duymamazlıktan gelemeyeceklerdi. TED وتأكدنا أن يصادف موعد الحفل موعد انعقاد الجمعية العمومية للأمم المتحدة. حتي لا يستطيع القادة التي نحتاج أن يسمعوا أصواتنا تجاهلها.
    Senden benim hakkında yazmaya son vermeni istemiştim. Tanımadığım bir sürü insanın, senin ve benim aramda kalması gereken şeyleri duymasını istemiyorum. Open Subtitles لا أريد لحفنةٍ من الناس لا أعرفهم أن يسمعوا أموراً يُفترض أن تكون بيني وبينكِ
    Bir kaç sabah önce uyandım ve ilk defa olarak, Chris'ten hiç haber alamayanın sadece annem ve babam olmadığı gerçeği beni üzdü. Open Subtitles استيقظت منذ عدة ايام والشىء الوحيد الذى ازعجني ان ليس والداي فقط هم الذين لم يسمعوا باخبار بكريس
    Neyse, onları merak etme. Bir kelime bile duymazlar. Open Subtitles على أيّة حال، لاتقلقِ حيال هؤلاء الأشخاص لن يسمعوا كلمة ممّا نقول
    Demek istediğim, arabulucular vardı. Onun yüzünü hiç görmediler veya sesini duymadılar. Open Subtitles همكانواوسطاء، لم يروا وجهه أو يسمعوا صوته
    Kongre üyeleri dahil birçok insan bu yasayı duymadı bile. TED معظم الناس الآن لم يسمعوا أبدًا عن هذا القانون، بمن فيهم أعضاء من الكونغرس.
    Biliyorum ki okuyucularım hayatının bütün detaylarını duymayı çok isterler. Open Subtitles أعرف أن قرائي يحبون أن يسمعوا كل تفاصيل حياتك
    Buradakilerin hiçbiri o kelimeyi hayatlarında duymamıştır. Open Subtitles هؤلاء الرجال هنا لم يسمعوا هذه الكلمه قط
    Dün gece gördüğüm, bütün o "a-cı" ve "a-zap" şeylerini duymalarını istemem. Open Subtitles لا أريدهم أن يسمعوا عن كل ما رأيته من أمور مشينة في الليلة الماضية
    - Biri söylediklerini duyacak olursa... - Bırak duysunlar. Open Subtitles لو سمعك أحد تقول هذا الكلام دعيهم يسمعوا
    Büyüdükten sonra ailelerinden duymalarındansa benden duymaları daha iyi oldu. Open Subtitles من الأفضل أن يسمعوا هذا مني الآن على أن يسمعوه من آبائهم حين يكبروا
    Ortadan kaldırma konuşmasını duymuşlar, diğer şeyi değil. Open Subtitles فلقد سمعوا نقاشكم حول عملية، القهر ولم يسمعوا الامر الآخر
    Hadi ama Jamie. Sesteki cinselliği duymalılar. Open Subtitles لا , لا يا جايمي عليهم أن يسمعوا الجنس في صوتك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus