Güney, orada zencileri ölene kadar çalıştırıyorlar. | Open Subtitles | الجنوب ، هناك حيث يشغلون الزنوج حتى الرمق الآخير |
Jeoloji laboratuvarının tam altındayız ve iğrenç elek sallama cihazlarını çalıştırıyorlar. | Open Subtitles | وهم يشغلون مربك الهزات مرةً اخرى ايها القرود المصُابة بالحصبة |
Sabahtan beri şu Çin şeyini çalıyorlar. | Open Subtitles | كانوا يشغلون تلك الموسيقى الصينيه طوال اليوم |
Karanlık bir yer ve müzik çalıyorlar aptalca bir şeyler yapmak için çok çok hızlı dönüyor. | Open Subtitles | أنها مظلمة و يشغلون الموسيقى تتحرك بسرعه و تدعك تفعل أشياء غبيه |
Sabahtan akşama kadar müzik çalan o evde yaşıyor. | Open Subtitles | إنه من ذاك المنزل الذي يشغلون به الموسيقى طوال الوقت |
Ateşi caddenin karşı tarafından açıyorlar Childers ise silahları elçilik önündeki silahsız kalabalığa yöneltiyor. | Open Subtitles | كان يشغلون القناصين عبر الشارع شيلديرز أنتقم من الحشد الغير مسلح أمام السفارة |
Osip'in adamları, Doğu Bloğundan kızlar çalıştırıyorlar, Güney Kaliforniya'da bir yıldan uzun zamandır, Frank. | Open Subtitles | جماعة (أوسيب) إنهم يشغلون فتيات من الكتلة الشرقية في جنوب (كاليفورنيا) منذ أكثر من عام |
- Şef, motorları çalıştırıyorlar. | Open Subtitles | -يا زعيم، إنهم يشغلون المحركات. هيا . |
Uyku ilacının bile uyutmadığı insanlara Mantovani çalıyorlar. | Open Subtitles | مانتو فانى؟ *(قائد اوركيسترا ايطالى امريكى) انهم يشغلون مانتوفانى من اجل تنويم من لا يستجيب للأدوية |
Bebeğim, bizim şarkımızı çalıyorlar. Hadi. | Open Subtitles | عزيزتي ، إنهم يشغلون أغنيتنا. |
Sabahtan akşama kadar müzik çalan o evde oturuyor. | Open Subtitles | إنه يعيش في ذلك المنزل حيث يشغلون كل تلك الموسيقى |
Hani hatunların birbirlerine dokunduğu fonda da dandik caz müziği çalan türden falan değil yani. | Open Subtitles | في ضوء الليل انتم تعلمون هؤلاء النساء يخربونها مع بعض يشغلون موسيقى الجاز |
Ameliyathanede müzik çalan cerrahlardan mısın? | Open Subtitles | أستغدو واحدا من أولئك الجراحين الذين يشغلون الموسيقى في غرفة عملياتهم؟ |
Bir saniye önce hareketsiz uyurken bir saniye sonra, haberleri seyretmek için televizyonu açıyorlar. | Open Subtitles | قبل ثانية كانوا نائمين وبلا حياة بعد ثانية ها هم يشغلون التلفاز لمشاهدة الأخبار |
Ama bazen radyoyu açıyorlar. | Open Subtitles | و لكن في فيما بعد يشغلون المذياع |
Klimayı sonuna kadar açıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يشغلون ذلك المكيف لأقصى حده |