"يصر" - Traduction Arabe en Turc

    • ısrar ediyor
        
    • ısrarcı
        
    • ısrar etti
        
    • konusunda ısrar
        
    • ısrarla
        
    • söyleyip
        
    • kararlıydı
        
    • ısrar eden
        
    • Gıcırdıyor
        
    • ısrar ediyordu
        
    • ısrar ettiğini
        
    Ve her zaman, her yerde bana eşlik etmek için ısrar ediyor. Open Subtitles وقال انه يصر على المرافق لي في كل مكان، في كل الأوقات.
    Köye dönüp misafiri olmamız için ısrar ediyor. Open Subtitles أنه يصر على عودتنا إلى القرية لنكون ضيوفه
    Yanına feneri tutmak için hizmetkâr almadan. Yalnız başına gitmek konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles وبدون خدم لحمل الفوانيس يصر على الذهاب وحيداً
    Kral daha iyi şartlar altında istirahat etmeniz konusunda ısrarcı. Open Subtitles إن الملك يصر على أن تستريحي بمكان أفضل حالاً.
    Colby diğer rütbelilerin en iyi subaylara karşı oynaması için ısrar etti. Open Subtitles كولبى يصر على ان يلعب بمجموعة اخرى من الجنود ضد افضل الضباط
    İlk rahip flamadan hareket eden bir pankart olarak bahseder, ikinci rahipse flamanın hareket etmesinden ziyade rüzgârın estiğini gördüklerini ısrarla ifade eder. TED يشير الراهب الأول إلى العلم على أنه رايةً متحركة، في حين يصر الراهب الثاني على أنهم لا يرون حركة العلم، بل هبوب الرياح.
    New York Times'ın inatçı muhabirlerinden biri Pazartesi sabahı, ilk iş seninle görüşmek için ısrar ediyor. Open Subtitles انه مراسل لحوح من جريدة نيويورك تايمز انه يصر على عمل حديث معكى اول شئ نهار الاثنين
    Pazartesi günü ilk iş olarak seninle bir görüşme yapmak için ısrar ediyor. Open Subtitles وهو يصر على مقابلتك اول شئ يوم الاثنين صباحا
    Aslında, Başkan, yazıların yedekte bulunmasında ısrar ediyor. Open Subtitles في الواقع، الرئيس يصر على وجود مستندات مكتوبة احتياطي
    Diğer öğrenciler, Kyle'ın ilk yumruğu attığı üzerine ısrar ediyor. Open Subtitles يصر الطالب الآخر أن كايل رمى اللكمة الأولى
    Hastaneden kapılacak bir enfeksiyondan ölme ihtimalinin komaya neden olan şeyden ölme ihtimalinden fazla olduğunda ısrar ediyor. Open Subtitles يصر على أن احتمال موته بعدوى من المستشفى أكبر من الموت مما سبب له الغيبوبة
    Babam eve adım atmadan önce temiz bir yıl geçirmem konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles ابي يصر دائما انني انظفه عاما قبل ان ادخل البيت
    ...zaten kullanılan Kadim teknolojisinden yararlanarak yapılacak bir uyarlamanın arayüzü mükemmelleştireceği konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles يصر على أن لدينا فرصة أكبر لإتقان الوصلة إذا عكسنا هندستها بواسطة تقنية القدماء وهذا بالفعل ما سيتم عمله
    Morozov, simsarın soyulduğunu öğrenince ifşasını değerlendirmek için bir toplantı yapmakta ısrarcı olacak. Open Subtitles عندما يعلم موروزوف انه تم ضرب وسيطه سوف يصر على عقد اجتماع لتقييم تعرضه
    - Evet. Babası gibi dini bütün ve inatçı olacağında ısrarcı. Open Subtitles يصر على أنه سيكون تقياً و عنيداً مثل أبيه.
    Koleje gitmemde ısrar etti. Open Subtitles يصر على ذهابي للجامعه. اوه, سوف اقتل احد لاذهب للجامعة
    Anne, Henry ısrarla bu diziyi seyretmeye devam ediyor bense çocuklar için "İş Dünyasını" seyretmek istiyorum. Open Subtitles أمي، هنري يصر على مشاهدة هذا البرنامج السخيف وأنا أريد مشاهدة التجارة للأولاد
    Adamın bir Majestelerine özel bir mesajı olduğunu söyleyip duruyor. Open Subtitles يوجد رجل هنا يصر على أنه يحمل رساله شخصيه لجلالة الملك
    Daniel çok kararlıydı. Soldakini istiyor. Open Subtitles دانيال يصر انه يريد تلك التي باليسار
    Şampanya olamazsa en azından bu bardakta servis edilmesi gereken bir şey olmasında ısrar eden daha önce hiç görmediğim bir çocuktan ikram. Open Subtitles مجاملة من رجلٍ لم اقابلهُ من قبل الذي يصر على انها إذا لم تكن شمبانيا فعلى الأقل يجب أن تقدمَ في هذا الكأس
    Gıcırdıyor. Bu sinir bozucu. Open Subtitles يصر وكأنه يتألم
    Şef; ısrar ediyordu özgür düşünce konusunda ama kurumlar onu zorluyordu Open Subtitles استاذى المايسترو يصر على أن ينبغي أن لا تشارك الفكر الحر في المؤسسات التي تحد من ذلك
    Peki, Dae Woong'un ciddi bir şekilde yaralandığını buna rağmen filmi çekme konusunda ısrar ettiğini biliyor musunuz? Open Subtitles اذآ هل تعلمين بأن داي وونغ يعاني من اصابة خطيرة ؟ لكنه يصر على تصوير الفيلم ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus