Bundan dolayı şirket müdürü Bay Henry Broom, Prenses Hazretleri fabrikayı gezerken eşlik edecek. | Open Subtitles | 45 حاد، وسوف يصطحب صاحبة السمو الملكي الأميرة مارغريت في جولة من الأعمال |
Millet, Toby'e bize dışarı eşlik edene kadar buradan ayrılmayacağımıza söz verdik unuttunuz mu? | Open Subtitles | رفاق، وعدنا توبي بأننا سوف نبقى هنا حتى يصطحب لنا بها، تتذكرون؟ |
Ajan Nathanson'dan laboratuvara kadar Aida'ya eşlik etmesini istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت من العميل ناثانسون أن يصطحب "أيدا" إلى مختبرك - يا الهي |
Bir anda canın babalık yapmak mı istedi? Nasıl bir baba, oğlunu oyun oynamaya götürdüğü bir evde havuzda yabancının tekiyle bir başına bırakır? | Open Subtitles | أي نوع من الآباء الذي يصطحب إبنه لموعد للعب ، و يتركه مع غريباً في المسبح ؟ |
Baksana, Henry Youngman'nin eskiden metreslerini götürdüğü Catskills'deki bir resort için kupon aldım. | Open Subtitles | مثلا, لقد إشتريت مجموعة كوبونات لتدليك الأزواج "في منتجع في "كاتسكيلز" حيث إعتاد "هنري يانجمان (ممثل كوميدي) أن يصطحب عشيقاته |
Clay, Courtney'yi neden Hannah'nın mezarına götürsün? | Open Subtitles | إذن ، لماذا بحق الجحيم يصطحب كلاي كورتني إلى قبر هانا ؟ |
Laszlo'yla gidip bavullarıyla ilgilensin. | Open Subtitles | دع رجلاً يصطحب السيد لازلو ليحمل حقائبه. |
Pazarları, annesini kiliseye götürüyor. sonra bumpy'nin mezarına gidip çiçekleri değiştiriyor. | Open Subtitles | في أيام الأحد، يصطحب أمك إلى الكنيسة |
Bayan Bruni'ye, Genova'lı Bay Papprizzio eşlik ediyor. | Open Subtitles | سيد (بابريتزيو) من (جنوة) يصطحب آنسة (برني) |
Pazar günleri, Emma'ya ve çocuklara Down'daki bu kiliseye kadar eşlik ediyordu. | Open Subtitles | كان يصطحب (إيما) والأولاد كل يوم أحد إلى كنيسة الأبرشية هنا في (داون)، |
eşlik etmek derken ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | ما قصدك أنه يصطحب الناس؟ |
Paulsen'ı sürekli yemeğe götürdüğü için mi? | Open Subtitles | لأنه يصطحب (بالسون) للعشاء ؟ |
Tamam. Max'i arayayım, Christine'i kreşe götürsün. | Open Subtitles | حسناً، سأتصل بـ(ماكس) وأجعله يصطحب (كريستين) إلى الروضة. |
Laszlo'yla gidip bavullarıyla ilgilensin. | Open Subtitles | دع رجلاً يصطحب السيد لازلو ليحمل حقائبه. |
Pazar günleri, annesini kiliseye götürüyor. | Open Subtitles | في أيام الأحد، يصطحب أمه إلى الكنيسة |