ويكيبيديا

    "يصطحب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • eşlik
        
    • götürdüğü
        
    • götürsün
        
    • yla gidip
        
    • götürüyor
        
    Bundan dolayı şirket müdürü Bay Henry Broom, Prenses Hazretleri fabrikayı gezerken eşlik edecek. Open Subtitles 45 حاد، وسوف يصطحب صاحبة السمو الملكي الأميرة مارغريت في جولة من الأعمال
    Millet, Toby'e bize dışarı eşlik edene kadar buradan ayrılmayacağımıza söz verdik unuttunuz mu? Open Subtitles رفاق، وعدنا توبي بأننا سوف نبقى هنا حتى يصطحب لنا بها، تتذكرون؟
    Ajan Nathanson'dan laboratuvara kadar Aida'ya eşlik etmesini istedim. Open Subtitles لقد طلبت من العميل ناثانسون أن يصطحب "أيدا" إلى مختبرك - يا الهي
    Bir anda canın babalık yapmak mı istedi? Nasıl bir baba, oğlunu oyun oynamaya götürdüğü bir evde havuzda yabancının tekiyle bir başına bırakır? Open Subtitles أي نوع من الآباء الذي يصطحب إبنه لموعد للعب ، و يتركه مع غريباً في المسبح ؟
    Baksana, Henry Youngman'nin eskiden metreslerini götürdüğü Catskills'deki bir resort için kupon aldım. Open Subtitles مثلا, لقد إشتريت مجموعة كوبونات لتدليك الأزواج "في منتجع في "كاتسكيلز" حيث إعتاد "هنري يانجمان (ممثل كوميدي) أن يصطحب عشيقاته
    Clay, Courtney'yi neden Hannah'nın mezarına götürsün? Open Subtitles إذن ، لماذا بحق الجحيم يصطحب كلاي كورتني إلى قبر هانا ؟
    Laszlo'yla gidip bavullarıyla ilgilensin. Open Subtitles دع رجلاً يصطحب السيد لازلو ليحمل حقائبه.
    Pazarları, annesini kiliseye götürüyor. sonra bumpy'nin mezarına gidip çiçekleri değiştiriyor. Open Subtitles في أيام الأحد، يصطحب أمك إلى الكنيسة
    Bayan Bruni'ye, Genova'lı Bay Papprizzio eşlik ediyor. Open Subtitles سيد (بابريتزيو) من (جنوة) يصطحب آنسة (برني)
    Pazar günleri, Emma'ya ve çocuklara Down'daki bu kiliseye kadar eşlik ediyordu. Open Subtitles كان يصطحب (إيما) والأولاد كل يوم أحد إلى كنيسة الأبرشية هنا في (داون)،‏
    eşlik etmek derken ne demek istiyorsun? Open Subtitles ما قصدك أنه يصطحب الناس؟
    Paulsen'ı sürekli yemeğe götürdüğü için mi? Open Subtitles لأنه يصطحب (بالسون) للعشاء ؟
    Tamam. Max'i arayayım, Christine'i kreşe götürsün. Open Subtitles حسناً، سأتصل بـ(ماكس) وأجعله يصطحب (كريستين) إلى الروضة.
    Laszlo'yla gidip bavullarıyla ilgilensin. Open Subtitles دع رجلاً يصطحب السيد لازلو ليحمل حقائبه.
    Pazar günleri, annesini kiliseye götürüyor. Open Subtitles في أيام الأحد، يصطحب أمه إلى الكنيسة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد