"يصعد" - Traduction Arabe en Turc

    • yukarı
        
    • binerken
        
    • çıkan
        
    • çıkıp
        
    • yükseliyor
        
    • Tırmanıyor
        
    • biniyor
        
    • çıkmıyor
        
    • çıktı
        
    • binince
        
    • çıkacak
        
    • gidiyor
        
    • geliyor
        
    • tırmanırken
        
    • tırmanmak
        
    Ayrılırken, asansöre gittim ve kapılar açılıyordu ve yukarı çıkıyordu. Open Subtitles عندما غادرت ,ذهبت الى المصعد والابواب كانت مفتوحه وكان يصعد
    Birkaç tanık olaydan birkaç dakika önce yukarı çıkan birini görmüş. Open Subtitles بضعة شهود عيان رأوا شخصًا يصعد للطابق العلويّ قبل مقتله بلحظات.
    Onu her geceyarısı bir arabaya binerken görmüş ve yakından takip etmiş. Open Subtitles رآه يصعد سيارة غريبة كل ليلة في منتصف الليل وتبعه عن قرب
    Bir adamın üst kata çıkıp kafasını uçurduğu bir partiye katıldın mı? Open Subtitles هل كنت يوماً في حفلة حيث يصعد رجلاً إلى الأعلى ويفجر رأسه؟
    "Toprağın çatlaklarından duman gibi hararetli bir buhar yükseliyor... Open Subtitles من التشققات في التربة يصعد بخار محموم كأنه دخان
    Hala besin zincirinde yukarı doğru Tırmanıyor. TED وان النفط .. الان يصعد في السلاسل الغذائية
    O merdivenler 30 cm uzunlukta, bu yüzden Pee-Wee merdivenlerde aşağı yukarı inip çıktığında onlarla bir çocuk gibi anlaşıyor. TED يبلغ ارتفاع السلالم 12 إنشًا، فعندما يصعد ويهبطُ بي وي تلك السلالم، يتعاملُ معهم كطفل.
    Ben yasladıkça bu sandalyeye bakarsanız başlık yukarı boynumla birleşmeye geliyor. TED فعندما تنظر إلى هذا المقعد عندما اتكئ للخلف , يصعد مسند الرأس ليقابل رقبتي
    Üst katta herşey kapalı. Chatham muhtemelen son felçten sonra hiç yukarı çıkmadı. Open Subtitles فحصت كل شىء بالطابق العلوى . تشاتام لم يصعد إلى هُناك منذ صدمته الأخيرة
    Parayı verirsin, ata binersin. yukarı çıkıp iner ve ayrıca döner. Open Subtitles مثل ما اذا امتطيت حصانا فهو يصعد ويهبط بك ويدور.
    - Otobüs duraklarını kontrol et. Belki biri onu otobüse binerken görmüştür. Open Subtitles تفقد محطة الأتوبيس لعل أحد رآه يصعد أو ينزل
    Aslında Bell Dağı'nın tepesine 1943'de Schults'dan sonra çıkan olmadı. TED في الواقع لم يصعد أحد لقمة جبل بيل منذ أن قام بذلك شولتيز سنة 1943.
    Birinin merdivene çıkıp, ampulü değiştirmesini isterler ve hastaneden çıkarken orada olmanızı isterler. TED يريدون شخصا يصعد السلّم ويغيّر المصباح الكهربائي، أو يكون حاضرا عندما يخرجون من المستشفى.
    Onu teğmen yapıyorlar. Hızla yükseliyor. -Sahi mi? Open Subtitles لقد ترقي "مالاركي" الي رتبة ضابط ان نجمه يصعد بسرعه
    Gâliba, bir şeyler siktiğimin beynimde yukarılara doğru Tırmanıyor! Open Subtitles أعتقد أنني أشعر بشيء يصعد السلالم في دماغي اللعين!
    Indianapolis'e giden bir otobüse biniyor. Open Subtitles يصعد حافلة متجهة إلى انديانابوليس
    Aşağı iniyor, yukarı çıkmıyor. Open Subtitles انه ينزل لا يصعد
    Ursula'da gelmiş olmayı isterdi, ama işi çıktı. Open Subtitles أورسولا سيكون لديها اخيرا محبوب صغير لكن هناك شيء يصعد
    Bay Van Orton, ertesi gün uçağına binince eklemelerle birlikte anlaşılanın tamamından oluşan son paketini kusursuzca yenilenmiş hâliyle alır. Open Subtitles عندما يصعد مستر فان أورتون لطائرته فى الغد سيحصل على جميع الموافقات والتعليقات مراجع دون عيوب!
    Bize öne çıkacak bir lider lazım, sorumluluğu alıp ilham verecek biri. Open Subtitles إننا بحاجة لقائد الآن الذي يمكنه أن يصعد ويأخذ زمام الأمور ويلهمنا.
    Şu anda asansörde, Ethan'a doğru gidiyor. Open Subtitles إنها في المصعد الذي يصعد نحوك السؤال هو : كم عددهم ؟
    Hırsız cama tırmanırken kendini kesip arkasında biraz kan bırakmıştı. Open Subtitles المقتحم جرح نفسه وهو يصعد للنافذة وترك بعض بقايا الدم
    Aslında, fare sadece bir zeminde harekete başlayıp bunu sürdürmekle kalmıyor bacak hareketlerini de ayarlayabiliyor. Örneğin, bir merdiven tırmanmak için .yer çekimine karşı koyabiliyor. TED في الحقيقة, الفأر لم يمكن فقط بإمكانه البدء والاستمرار بالحركة على الأرض, بل كان أيضاُ بإمكانه تعديل حركة ساقيه مثلاً ليقاوم الجاذبية لكي يصعد الدرج

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus