| hiçbir yanıt almadım bir daha asla resim yapmadım halk eğitim merkezlerinde bir sınıf bulsana | Open Subtitles | لم يصلني أي رد منه، فلم أرسم مجدداً احضري درساً في الكلية المحلية |
| Hayır, kimseden hiç böyle bir izlenim almadım | Open Subtitles | لا، لم يصلني أبداً من أي شخص إنطباع |
| Affedersiniz ben pizza ve patateslerimi halen alamadım. | Open Subtitles | المعذرة لم يصلني طبقي من البطاطس المقلية بصلصة البيتزا والجبن |
| -Peynirli pizzamı da alamadım. | Open Subtitles | بل لم يصلني طبق البطاطس المقلية بصلصة البيتزا والجبن أيضاً |
| Nereden bileyim? Bana mail gelmedi. | Open Subtitles | ما كنت لأعرف ، لم يصلني البريد الالكتروني |
| Son bir aydır, her çarşamba babamın çantasındaki delillerin olduğu bir zarf alıyorum. | Open Subtitles | من الشهر المنقضي، كلّ أربعاء، يصلني مظروف لشيء من صندوق أدوات والديّ صح؟ |
| - Telesekreteri. - Bir tane bile özür yok, ha? Sifir! | Open Subtitles | و لا يوجد شيء على آلة تسجيل المكالمات لأنه لم يصلني أي شيء منك |
| Bir teklif almazsam 5:15'te orda olucam. | Open Subtitles | سأكون هناك في الخامسة والربع، مالم يصلني عرض. |
| Otuz altı saat önce yaptığım para transferinin onayını alamadığım için malları da alamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني الحصول على الشحنة دون أن يصلني تأكيد على تحويل مالي قمت به من 36 ساعة مضت |
| Kendi gelemese bile bunun bana gelmesini istemiş. | Open Subtitles | أراد أن يصلني هذا حتى وإن لم ينجُ هو. |
| Cevabını daha almadım. | Open Subtitles | لم يصلني الرد حتى الآن. |
| - Siz aldınız. Ben almadım. | Open Subtitles | -وصلت لكما، أما أنا فلم يصلني شيء |
| Ben böyle bir e-posta almadım. | Open Subtitles | لم يصلني إيميل كهذا. |
| Dün sana Facebook mesajı gönderdim ama hâlâ bir cevap alamadım. | Open Subtitles | لقد أرسلت لك رسالة في موقع الفيسبوك البارحة لكن لم يصلني أي رد للآن |
| Daha Christa'dan haber alamadım, şimdi de Mario ve Heather'ı kaybettim. | Open Subtitles | لم يصلني خبر من كريستا بعد و الان فقدت ماريو و هيذر |
| Ortak arkadaşımız, mücrimin peşinden gitti ve ondan da haber alamadım. | Open Subtitles | صديقنا المُشترك، ذهب خلف مُرتكب الجريمة... ولم يصلني خبراً عنه هنالك خطبُ ما |
| (Kahkahalar) Yirmi yıl geçti, tek kelime cevap gelmedi ama hâlâ ümitliyim. | TED | (ضحك) بعد عشرين عاما، لم يصلني رد منه، لكن مازال يحدوني الأمل. |
| Kahvem hiç gelmedi. | Open Subtitles | لم يصلني أبداً كأس القهوة الذي طلبه. |
| - Hayır, e-posta filan gelmedi. | Open Subtitles | ـ كلا، لم يصلني بريد إلكتروني. |
| Ama bir yorumu tekrar tekrar alıyorum: "Bırakın, çocuklar çocuk olsun." | TED | ولكن كان هنالك تعليق يصلني مراراً وتكراراً: "دع الأطفال يكونوا أطفالاً". |
| Artık sürekli çek alıyorum, fatura da geliyor, ama daha çok çek alıyorum. | Open Subtitles | اليوم تأتيني الشيكات ببساطة في البريد تصلني بعض الفواتير لكن يصلني من الشيكات أكثر من الفواتير |
| - Telesekreteri. - Bir tane bile ozur yok, ha? Sifir! | Open Subtitles | و لا يوجد شيء على آلة تسجيل المكالمات لأنه لم يصلني أي شيء منك |
| Bir teklif daha almazsam saat 17:15'te orada olurum. | Open Subtitles | سأكون هناك في الخامسة والربع، مالم يصلني عرض. |
| Peki, peki, 437... 10'uncu çeyrekten ses girdisi alamıyorum. | Open Subtitles | حسناً 437 لا يصلني صوت من القسم العاشر |
| her şeyin önce bana gelmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد كل شيء يصلني أولاَ |