- Geç kalmıyor musun, dedim. - Ayrıca bağırıyor da. | Open Subtitles | ـ لقد قلت، ألن تكونى متأخره ـ إنه يصيح أيضاً |
Etrafındaki herkes çığlık atıyor, bağırıyor: | Open Subtitles | و أنت تعرف أنها ستنفجر كل شخص بجانبك يصرخ و يصيح |
Sparta'dan bağırıyordu. Midemi bulandırdı. | Open Subtitles | و هو يصيح بعزلة اسبرطة عن هذا ,لقد اصابنى بالغثيان |
Sana bir keresinde yarışa gittiğini ve jokeye bağırdığını anlatmıştım. | Open Subtitles | أخبرتك عندما ذهب إلى السباق... وكان يصيح في وجه الفارس... |
Bir ses duydum ve Bay Leverson "Aman Tanrım!" diye bağırdı. | Open Subtitles | و كان ثمة صوت خافت . و السيد ً ليفرسون ً يصيح ً يا إلهي ً |
Filler çıktığı zaman, onlara bağırır, küfreder onları toplumun tüm hastalıklarından sorumlu tutardı. | Open Subtitles | وكلما تمرّ الأفيال كان يصيح ويسبّها، لائماً إياها على كل مساوئ المجتمع. |
Sadece işlerini yapmaya çalışan insanlara bağıran korkunç bir insana dönüştüm. | Open Subtitles | أصبحت ذلك الشخص الفظيع الذي يصيح على الأشخاص الذي يحاولون القيام بعملهم |
Hayır efendim, söylediğim gibi, radyo harap olmuştu. bağırmak sadece düşman ateşini üzerimize çekiyordu. | Open Subtitles | كلا سيدي وكما قلت بأن الراديو كان عطلان كان يصيح حتى يسترعي انتباه العدو |
Annemin ağladığını gördüm. Sanki babam ona bağırıyor gibiydi. | Open Subtitles | رأيتُ والدتي تبكي بدا أنّ والدي كان يصيح بها |
Annemin ağladığını gördüm. Sanki babam ona bağırıyor gibiydi. | Open Subtitles | رأيتُ والدتي تبكي بدا أنّ والدي كان يصيح بها |
Bize bağırıyor ve aşağılıyor olabilir fakat şimdiye kadar sahip olduğum en iyi müdür. | Open Subtitles | هو قد يصيح علينا ويهيننا لكنه الطف رئيس واجهني |
Hademeyi gördüm. Bana bağırıyordu. Kızgın olduğunu sandım. | Open Subtitles | ولقد كان البواب , لقد كان يصيح عليّ فكرت بأنه غاضباً فحسب , ولكن |
Yeğeni öldürülüp para çalındığı için kıza bağırıyordu. | Open Subtitles | وكان هو يصيح في الفتاة لأن ابن أخيه قد قُتِل والنقود قد سُرقَت |
-Kuzeni öldürüldü ve para çalındı diye sinirliydi ve bağırıyordu. | Open Subtitles | وكان هو يصيح في الفتاة لأن ابن أخيه قد قُتِل والنقود قد سُرقَت |
Taşlar ayaklarımı deliyor ve arkamdan bağırdığını duyuyorum. | Open Subtitles | والصخور كانت تنهش قدماى وكنت اسمعه وهو يصيح خلفى |
Gördüğünüz üzere, yarıda durmak istedim çünkü... her şok verişinizde adam bağırdı. | Open Subtitles | كما ترى فإني أردت التوقف لأنه في كل مرة أوجه له فيها صدمة فإنه يصيح |
Neden? Sana bağırır yanlış yapıyorsun derdi. | Open Subtitles | سيكون يصيح عليك ويُخبرك أنّكِ تفعلينها بطريقة مُختلفة. |
Piramitin tepesine çıkıp şöyle bağıran adamım: | Open Subtitles | انا الرجل الذي يكون على قمة الهرم و يصيح |
Hayır efendim, söylediğim gibi, radyo harap olmuştu. bağırmak sadece düşman ateşini üzerimize çekiyordu. | Open Subtitles | كلا سيدي وكما قلت بأن الراديو كان عطلان كان يصيح حتى يسترعي انتباه العدو |
Dün de gece kuşu, güpegündüz, öğle vakti ötüp durmuş çarşının ortasında çığlık çığlığa. | Open Subtitles | وبالأمس أبصرتُ طائراً ليلياً، يقبع عند الظهيرة، في ساحة السوق، وهو يصيح ويصرخ |
Bana bağırma. Herkes bana bağırıp emirler yağdırıyor. | Open Subtitles | لن أصيح في وجه أي ... شخص يصيح في ويأمرني |
Bu ismi alış nedeni eskiden balıkların adını ve fiyatını bağırarak duyuran bir adam olması. | Open Subtitles | وسُميت هكذا لأن رجلا فيما مضى أخذ يصيح بما عندهم من أسماك وبأسعارها |
Babamı arayın da, bekâr bir anne olacağım için bağırıp dursun. | Open Subtitles | تستطيعين بأن تتصلي بوالدي حتى يصيح بي لأنني لست أم حذرة |
İki dağın dorukları arasındayken, köpeği için bağırmaya başlamış. | Open Subtitles | وبين قمّتَيْ جبلين بدأ يصيح منادياً كلبه |
Barmenlerin yaptığı, biri sana bağırırken onu görmezden gelme pasif agresifliğinden vazgeç! | Open Subtitles | كف عن التصرف بسلبية عدوانية كما يفعل النادلون والتظاهر بأنك لا ترى شخصاً يصيح عليك. |
Havluyu yerde bıraktığım için bana bağırmıyor çok kötü bir şarkıcı olduğum için söylenmiyor. | Open Subtitles | انه لا يصيح علي لأني تركت منشفتي على الارض، او يشتكي بأنني مغني سيء. |
Her yılbaşı, baban annene bağırdığında, ona karşı durmanı izlemeyi severdim. | Open Subtitles | أعجبني رؤيتكِ تواجهين والدكِ بأعياد الميلاد حينما كان يصيح بوالدتكِ |