"يضعه" - Traduction Arabe en Turc

    • koyar
        
    • koyması
        
    • gösteriyor
        
    • da onu
        
    • gösterir
        
    O bir silahşör. Bu, onu bir tarafa koyar, beni de diğer tarafa. Open Subtitles انه رجل مسلح ، الامر الذي يضعه في جانب ويضعني في الجانب الآخر
    Bombacı çıkışı tellemiş, bu da onu "deli, ama aptal değil" categorisine koyar. Open Subtitles المفجر ايضا وصل‏ باب الفتحه بمفجر القنبله مما يضعه في مكانة المجنون و ليس الغبي
    Çalıştığın yerin bir Türk hapishanesini anımsattığını, tesadüfen anlatan birine oraya koyması için biraz para verdim de! Open Subtitles لقد دفعت لأحدهم مالاً لكي يضعه هناك و هو من أخبرني بأن المكان الذي تعمل فيه يذكره بسجن تركي
    Çalıştığın yerin bir Türk hapishanesini anımsattığını, tesadüfen anlatan birine oraya koyması için biraz para verdim de! Open Subtitles لقد دفعت لأحدهم مالاً لكي يضعه هناك و هو من أخبرني بأن المكان الذي تعمل فيه يذكره بسجن تركي
    Simpiseal dorsal marjinde destek takozu olmaması onun 40'lı yaşların başında olduğunu gösteriyor. Open Subtitles عدم وجود تشفه ملحوظ على الحافة الإرتفاقية الظهرية يضعه في أوائل عقده الخامس.
    Üçgenleme sistemi, telefonun binanın içinde ya da yakınında olduğunu gösteriyor. Open Subtitles تثليث الموقع يضعه عند أو بالقرب من المبنى أجل، حسناً، ربّما أخذه القاتل حتى لا تستطيع طلب المساعدة،
    Bu da onu Dünya'nın en uzun yaşayan hayvanı yapardı. Open Subtitles ما يضعه في خانة الحيوان الأطول تعميراً على وجه الأرض
    Oraya öğle civarı gelmişti ki bu da onun bu bölgede olduğunu gösterir. Garcia, bir harita hazırla. Open Subtitles لقد وصل عند الظهر تقريبا مما يضعه في مكان ما ضمن ذلك الشعاع
    Tanrı neden bize böyle enfes bir şey sunup önümüze koyar da sonra onu kullanmamamızı ister? Open Subtitles لماذا يقدم لنا الرب هذا الشيء البديع، يضعه أمامنا مباشرة، وثم ويرغب منّا أن لا نستخدمه؟
    - Bu onu caddeye koyar. - Ya da geçen bir taksiye. Open Subtitles ومن شأن هذا ان يضعه بالشارع أو في سيارة أجرة عابره
    Biri uyuşturucuyu değiştirir, diğeri şaraba koyar. Open Subtitles أحدهما يعدل العقار و الآخر يضعه بالنبيذ
    Hatta onu listemin tepesine bile koyar. Open Subtitles "في الواقع هذا يضعه على أعلى القائمة."
    Çocukların sosyal ağ sitelerine bu kadar şey koyması bilgi verici ve tiksinç. Open Subtitles إنه منير ومثير للإشمئزاز ما يضعه الأولاد على مواقعهم في الشبكات الإجتماعية.
    Bunu da babama, ... şömine rafına koyması için, ... istediği yüksek onur belgesi yerine vereceğim. Open Subtitles سأعطيه إلى أبي وأخبره أن يضعه على الرف ويتصوره على أنه درجة أولى في الطب.
    Astsubay Dawson'ın arabasındaki GPS evinden elbise mağazasına gittiğini gösteriyor, ve işte kendisi oraya giderken. Open Subtitles الصباح الذى نتسائل بشأنه المتعقب فى سياره الملازم داوسون يضعه فى طريقه من منزله الى محل البذلات
    Saçının uzunluğu yeni tıraş olduğunu gösteriyor ve giydiği iş botları da yeni. Open Subtitles وحتى نمو شعره يشير إلى حلاقة قريبة وحذاء العمل الذي كان يضعه كان جديد
    Örüküler yüzeylerdeki hafif iri tanecikler 20'li yaşlarının sonlarında olduğunu gösteriyor. Open Subtitles تحبّب خشن بعض الشيء للسطوح الأذينية يضعه بين منتصف وأواخر العقد الثالث.
    Sonra da onu suya koyup üflerdi gemisi bayağı uzağa giderdi. Open Subtitles يضعه فوق الماء و بفضل الرياح، يذهب بعيدا
    Eklemlerdeki iltihap 50 li yaşların sonunda olduğunu gösterir, fakat sağlığının bu derece bozulmasını açıklamaz. Open Subtitles يضعه فى اواخر الخمسينات لكن هذا لا يفسر هذه الدرجة من الانهيار
    Bu da onu o duvarın arkasında olduğunu gösterir. Open Subtitles 20 ياردة. الذي يضعه وراء هذا الجدار.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus