Niye, KGB sana ateş ederken arabanı paralel park edebilmek için mi? | Open Subtitles | لماذا ، حتى تتمكن من الوقوف موازي حين يطلق النار عليك ؟ |
Belki ateş eden kişinin baştan beri bir planı vardı. | Open Subtitles | ربما من كان يطلق النار كان يملك خطة عندما بدأ. |
Bir başka generale ateş etmek yerine ailelerimizin ölmesine izin mi verecek? | Open Subtitles | هل سيدع عائلاتنا تقتل بدلًا من أن يطلق النار على أحد الجنرالات؟ |
Hep bir gitarcı vurmak istemişimdir. | Open Subtitles | دائمًا كنت أرغب في أن يطلق النار عليّ رجل قيثار |
Ve dün bir geliyorum babamın neredeyse erkek arkadaşığına ateş ettiğini öğrendim. | Open Subtitles | وعدت ليلة أمس لأعرف أن والدي كان أن يطلق النار على صديقك |
Robot kostümlü bir adam, buz ve alev ateş eden silahlar... | Open Subtitles | رجل ذو حلة آلية، ورجلان بسلاحين أحدهما يطلق النار والآخر الجليد |
ateş etmemeliydi. Buralar hep yerlilerle dolu. | Open Subtitles | ،ما كان عليه ان يطلق النار ،لأن المكان كله يعج بالزنوج |
Hayatında kimseyi vurmamıştır. Sadece nesnelere ateş eder. | Open Subtitles | انهلم يطلق النار على احد فى حياته فقط على اشياء |
Gelse bile, kendi annesinin cenazesinde ateş edecek değil ya. | Open Subtitles | رغم ذلك ، ليس من المحتمل لرجل مثله ان يطلق النار في جنازة والدته |
Mississippi ateş ederken arkasında kalmak daha güvenlidir. | Open Subtitles | أئمن مكان هو ان تكون خلفه عندما يطلق النار |
Polislere ateş etmeye çalıştı ama silahı tutukluk yaptı. | Open Subtitles | حاول أن يطلق النار على الشرطة لكن مسدسه لم يعمل |
Biri kendi kafasından ateş etmeye mi karar verdi? | Open Subtitles | هل تعني أن أحدهم خطر بباله فجأة أن يطلق النار بدون إذن؟ |
İlk perdenin sonunda Papa hâlâ hayattaysa Beyaz Jackson, locadan ateş açacak. | Open Subtitles | إن لم يتم قتل البابا قبل الفصل الأول وايتى جاكسون سوف يطلق النار و هو على هيئة عامل صيانه |
Beni vurmak için nasıl da sabırsızlanıyor. Tetikteki parmağı kaşınıyor. | Open Subtitles | لا يستطيع أن ينتظر حتى يطلق النار علي يرغب فعلًا في قتلي |
Önce vurur, soruları sonra sorardı. | Open Subtitles | انه يطلق النار أولا ويطرح الأسئلة بعد ذلك. |
Sanıkların adamı vurduğunu görmediyseniz... ateş edenlerin onlar olduğunu nereden biliyorsunuz? | Open Subtitles | اذا لم ترى المتهم يطلق النار على الحارس اذآ كيف تعرف انه هو الذى أطلق النار على الحارس؟ |
Belki katile seni vurmasını söylediğini duymuştur. | Open Subtitles | أو سمع بأنكِ أخبرتِ القاتل بأن يطلق النار عليكِ |
Kaptan Hadley'in kalbi onu vururken sızlamış. | Open Subtitles | لقد كان قلب الكابتن هادلى يتحطم و هو يطلق النار عليه |
Cheri'yi Brad vurmadıysa kim vurdu? | Open Subtitles | حتى إذا براد لم يطلق النار شيري، الذي فعل؟ |
Yüzbaşı Blackadder da kesinlikle bu enfes ve besili posta güvercinini vurmadı efendim. | Open Subtitles | "والنقيب بلاكادر قطعاً" "لم يطلق النار على هذه الحمامة اللذيذة السمينة , سيدي." |
Başkan iyiliğe inanmasa da savunmasız kadınları ve çocukları vuracak değildir. | Open Subtitles | بقدر ما هو الرائد آثم، فأنه لن يطلق النار على النساء والأطفال العزَل |
Eğer iş kötüye giderse, bizi kendisi bile vurmayacak. | Open Subtitles | اذا سار الأمر على نحو سيء، لن يحتاج حتى أن يطلق النار علينا |
Tabi, biri şoförü vurmuş yerinde olmak istemezdim | Open Subtitles | نعم، شخص لم يطلق النار سائق ليموزين لدينا. يمص أن يكون له. |
Pekâlâ, burası Chris' in rehineleri vurmaya başladığı yer. | Open Subtitles | حسنا,هنا بدأ كريس يطلق النار على الرهائن |
Örneğin, saldırganın kurbanlarını bıçaklamadan önce vuruyor olması durumu hızlı ve etkili bir şekilde kontrol altına almaya ihtiyacı olduğunu gösterir. | Open Subtitles | على سبيل المثال, واقع ان المجرم يطلق النار على ضحاياه يشير الى انه يحتاج الى وسيلة سريعة وفعالة للسيطرة على الموقف |
Aslında bizim düzenlediğimiz bir atış poligonumuz var gerçek atış yapmayı öğretebiliriz. | Open Subtitles | في الواقع لدينا ،معرض للرماية صنعناه ونقدر أن نعلمه كيف يطلق النار |
Bana ateş ettikten sonra onu vurup vurmamak size kalmış. | Open Subtitles | بعد أن يطلق النار... الخيار لكم بأن تقتلوه أو لا |