Herkes, bu herifin kusursuzluk örneği olduğunu düşünüyor ama gerçekte eskiden kim olduğunu bir bilseler. | Open Subtitles | أتعلمين، الكلّ يظنّ أنّ الرجل هو نموذج مثالي للخير لكن في الحقيقة لو علموا فحسب ما كان عليه |
Terapi görüyor sonuçta ve beni tutuklattığın için psikologun tuttuğu terapi günlüğünün ancak birkaç sayfasını görebildim, ama dahası bu kasabadaki herkesin masal kahramanı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | إنّه يخضع لعلاجٍ، و لم أقرأ سوى بضعة صفحاتٍ من ملاحظات طبيبه قبل أن تتسبّبي باعتقالي. فلنضع كلّ هذا جانباً. يظنّ أنّ الجميعَ في هذه البلدة شخصيّاتُ قصصٍ خرافيّة. |
Örnek verirsem, her şeyin sahibi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | مثلما يظنّ أنّ كلّ شيء ملكه |
Gormogon. Hodgins'in Gormogon olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | (غورموغون) يظنّ أنّ (هودجينز) هو (غورموغون) |
Harry, Draco Malfoy'un Ölüm Yiyen olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | (هاري) يظنّ أنّ (دراكو مالفوي) أصبح الآن أحد (آكلي الموت). |
Harry, Draco Malfoy'un Ölüm Yiyen olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | (هاري) يظنّ أنّ (دراكو مالفوي) أصبح الآن أحد (آكلي الموت). |
Görünüşe göre Foreman sırf FDA onaylamaz diye benim emirlerimi çiğneyecek otoritesi olduğunu düşünüyor | Open Subtitles | من الواضح أنّ (فورمان) يظنّ أنّ لديه السلطة لمعارضة أوامري فقط لأنّ منظمة الدواء والأغذية لم تصدق عليه |
Elbette bilgisayar Frank'in bir zanlı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | (الحاسب يظنّ أنّ (فرانك مشتبه به طبعاً, لكن |