"يظن أنك" - Traduction Arabe en Turc

• olduğunu düşünüyor
• sanıyor

Doktor hava değişikliğine ihtiyacın olduğunu düşünüyor.
لا، لا. إنه يظن أنك ستتحسن مع تغيير الهواء

Kendini çemberin dışında hissediyorsun, üzgünsün ve bu çok acıklı çünkü herkes bir ezik olduğunu düşünüyor.
تشعر أنك خارج الحلَقة و تشعر بالأسى على نفسك. وذلك حقاً محزن، لأن الجميع يظن أنك فاشل.

Elçilerin arasınsa fiziksel olarak en güçlü sen olabilirsin fakat duygusal açıdan zayıf olduğunu düşünüyor.
أنت أقوانا جسدياً ولذلك يظن أنك ضعيف نفسياً

Ya da birileri kurtarmaya değer olduğunu düşünüyor.
أو أن أحداً من القادة يظن أنك تستحق الانقاذ.

Maybelle yolda olduğunuzu sanıyor.
سجن مايبيل يظن أنك في طريق العودة

Ama tekrar ediyorum dostum, o buraya gelmez çünkü senin şişko bir sürtük olduğunu düşünüyor.
ولكن مرة أخرى يا رجل، إنه لن يأتي إليك هنا. لأنه يظن أنك ساقط كبير.

Şüpheli olduğunu düşünüyor.
إنه يظن أنك شخصية مثيرة للريبة

Üzgünüm ama iş dünyasında bazıları senin kaçık olduğunu düşünüyor.
- إنني سوف أقول لك شيئاً في عالم العمل فإن بعضا منهم يظن أنك مجنون

Yarısı senin şeytan olduğunu, diğer yarısı ise kahraman olduğunu düşünüyor.
نصفهم يظن أنك الشيطان... والنصف الآخر يظن أنك بطل...

Dostumuz Rainier, doğaüstü güçleriniz olduğunu düşünüyor.
رانيير يظن أنك تملك قوى خارقة.

- Şimdi senin bir aptal olduğunu düşünüyor.
الآن يظن أنك غبي نظرية اللعبة , عظام ؟

Senin kopuk, antisosyal biri olduğunu düşünüyor.
إنه يظن أنك وحيد و غير اجتماعي

Olay şu ki arkadaşım sevimli olduğunu düşünüyor.
مافي الأمر أن صديقي يظن أنك جميلة

Göz kamaştırıcı olduğunu düşünüyor. Dürüst olmak gerekirse o da öyle, değil mi?
يظن أنك رائع وصدقاً ، أليس هو كذلك ؟

Nico'ya bunu anlatmalısın çünkü senin uyuz olduğunu düşünüyor.
يجب أن تخبري "نيكو" بهذه القصة لأنه يظن أنك صارمة جدا

Herkes hâlâ komada olduğunu düşünüyor.
فالجميع يظن أنك في غيبوبة الآن.

Mükemmel olduğunu düşünüyor.
لقد أعجب بك إنه يظن أنك رائعة

Bu röportajları okuyan insanlar senin bir deli olduğunu düşünüyor.
-من يقرأ تلك المقالات يظن أنك فقدت عقلك

Sana Louis dedi çünkü senin Louis olduğunu sanıyor.
لقد ناداك بــ "لويسط لأنه يظن "أنك "لويس

Bak, Anton hükûmetten olduğunu sanıyor, bırak onunla ben konuşayım.
اسمع، "أنطون" يظن أنك مع الحكومة، دعني أتحدث إليه.