"يعبر" - Traduction Arabe en Turc

    • ifade
        
    • geçiyor
        
    • geçen
        
    • geçmesi
        
    • geçti
        
    • geçerken
        
    • geçmesine
        
    • geçmek
        
    • geçtiğini
        
    • geçecek
        
    • geçer
        
    • geçmez
        
    • geçene
        
    • geçemez
        
    • geçmeye
        
    Duvarlar inşa eden bir dünyada, tasarım, biçimsel olarak tam tersini ifade etmelidir. TED وفي عالم يضع جدرانًا، لا بد للتصميم أن يعبر في شكله على العكس،
    Dünya petrolünün yüzde kırkı tam buradan geçiyor, Hürmüz Boğazı. Open Subtitles أربعين بالمائة من بترول العالم يعبر من هنا مضيق هرمز
    ..ya da caddeyi geçen karıncalara, yaprağın ağacın gövdesine düşürdüğü gölgeye bakıyordum. Open Subtitles أو النمل الذي يعبر الطريق أو ورقة تلقي بظلها على جذع شجرة
    2.14 bölümünü ihlal etmeden o kapıdan geçmesi için birkaç gün daha vereceğim. Open Subtitles ستكون أيام قبل أن يعبر خلال الأبواب في الإنتهاك من القسم 2.14
    Dişi oltaya takıldı ve erkek orayı geçti. Open Subtitles الأُنثى كانت تصارع الحبال و الذّكر كان يعبر و يقفز صانعاً حلقات
    Yoldan geçerken olayı gören kişinin dediğine göre, hayatı için çırpınarak yanan dev bir sigara gibi bir şeymiş. Open Subtitles أية شهود ؟ أول شخص في المشهد كان يعبر من هناك ووصف ما رآه كسيجارة عملاقة تحترق وتهرب لنجاتها
    Yerleşmesi basitti, ışığın içimizden geçmesine izin veriyordu... Open Subtitles ببساطة إن المصل يسمح للضوء ان يعبر مباشرة من خلال أجسادنا
    Ama Beatles gibi yolun karşısına geçmek Eric için yeterli değildi. Open Subtitles لكن لم يكن كافياً لإيريك أن يعبر الطريق كما يعبره الناس
    Ama genç bir erkeğe kapalı yumrukla dokunduğunda şüphe ifade edermiş. Open Subtitles ولكن إذا ضرب الذكر الأصغر بالقبضة المغلقة فهو يعبر عن الشك
    Tanrı'nın kendisini güçten ziyade güçsüzlük içinden ifade ettiğini öne sürdüler TED مقترحين أن الرب يعبر عن نفسه من خلال الاستكانة, أكثر مما يفعل من خلال القوة.
    Sonu mantığa meydan okur, soruna yeni bir bakış açısı getirir ve seyirciler şaşkınlıklarını gülerek ifade eder. TED الخاتمة تتحدى المنطق، تعطي تبصراً جديدا للمشكلة، ف يعبر الجمهور عن دهشتهم بالضحك
    Bilirsiniz bir kısmımız hâlen genç siyahi adamlar gördüğünde, yolun karşısına geçiyor, kapıları kilitliyor, çantasını kontrol ediyor, değil mi? TED تعلمون ذلك الجزء منا الذي لا زال يعبر الشارع ويقفل الأبواب ويتمسّك بالمحفظة عندما نرى الشباب السود؟
    İnce bir zardan difüzyon ile damar yoluna geçiyor. TED ثم يعبر الهواء إلى غشاء رقيق حتى يمر إلى مجرى الدم عن طريق الانتشار.
    Değil mi? Şimdi ışık önce sarı sonra morumsu filtreden geçiyor. TED صحيح؟ بسبب أن الضوء يعبر عبر فلتر أصفر ومن ثم عبر فلتر أورجواني
    geçen radyasyonlar ise "Kutup ışıkları" gibi şeyler oluşturur. TED الإشعاع الذي يعبر الحقل المغناطيسي يعطي أشياء مثل الشفق القطبي.
    Onlar sınırı yasa dışı geçen insanlar değil. TED ليس هؤلاء من يعبر الحدود بشكل غير قانوني.
    2.14 bölümünü ihlal etmeden o kapıdan geçmesi için birkaç gün daha vereceğim. Open Subtitles ستكون أيام قبل أن يعبر خلال الأبواب في الإنتهاك من القسم 2.14
    Ömrümün yarısı geçti, gurur duyacağım tek bir şey yok. Open Subtitles لقد انتهى نصف حياتي وليس لدي شيء يعبر عنه ، لا شيء
    Ayrılırken,bu duvarı geçerken gözüne bir şeyler ilişti. Open Subtitles وعندما ذهب ،كا يعبر هذا الحائط ولكن شيئا لفتإنتباهه،
    ...aynanın içindeki Şeytanın dünyamıza geçmesine sebep olabilirim. Open Subtitles سأجعل من الممكن للشيطان أن يعبر المدخل عائداً إلى العالم الحقيقي
    Bir adamın kurdu, kuzusu ve otu var ve nehri geçmek istiyor ama teknesi tek seferde sadece birini taşıyabiliyor. Open Subtitles رجل لديه ثعلب وأرنب وملفوف ويريد أن يعبر النهر ولكن القارب لايستطيع إلا أن يأخذ كل واحداً منهم على حدا
    Patlamadan hemen önce bir yük treni geçtiğini hatırlıyor musunuz? Open Subtitles أتتذكر وجود قطار آخر يعبر بجواركم قبل الإنفجار بقليل ؟
    Forrest Gump, bugün Mississippi nehrini dördüncü kez geçecek. Open Subtitles فورست جامب، البستانى من جرين بو ألاباما أوشك أن يعبر نهر الميسيسيبى ثانية اليوم
    3:00 Ayrılık Kahraman; normal, güvenli yuvasının eşiğini geçer ve özel bir dünyaya ve maceraya adım atar. TED 03:00: مرحلة المغادرة البطل يعبر العتبة من منزله وعالمه الطبيعي والآمن ويدخل العالم الخاص المليء بالمغامرة.
    Tâli yollarda sıkışacaktır ve işlek bir yerden sınırı geçmez. Open Subtitles سيلتزم بالطرق الفرعية و لن يعبر الحدود من مكان مزدحم
    Normalde bizi, okula doğru giderken köprüyü geçene kadar... tüm yol boyunca takip ederdi. Open Subtitles في العادة، كان يتبعنا طوال الطريق يعبر الجسر باتجاه المدرسة
    Ve 'sabır' silahlı nöbetçiler tarafından korunan dikenli telin içinden geçemez. Open Subtitles الصبر لن يعبر سياج محروس و مدجج بالأسلحة
    Hava şartlarına maruz kaldığı biraz belli siz onu, asıl, trenleriniz Amazon'dan Pasifik'e geçmeye başladığında görün. Open Subtitles يبدو عليها آثار المناخ.. .. ولكن انتظر حتى يعبر قطارك من اﻷمازون..

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus